Fazla Cinsel İlişkiye Girmenin Zararları

Fazla cinsel ilişkiye girmek vajina genişlemesine sebep olur mu? Küçük yaşta cinsel ilişkiye giren bir kadının ileride yaşayabileceği sıkıntılar
Dr. Cemal Zeki Evlilik Ve Mahremiyetleri adlı eserinde, bu işin tehlikelerini şöyle sıralar;
1- Aşk oyunları: İster ayık, ister uykuda, ister el, ister cinsi yakınlık şeklinde olsun, ölçüyü aşınca sağlığı yaralar. Bilhassa, vücut gelişmeden, tenasul uzuvları olgunlaşmadan bu zevke kendini kaptırmak uzuvların gelişmesine en elverişli, en lüzumlu unsurları, hayati maddeleri eritir, yok eder. Bu durumda vücut gelişmediği gibi, vaktinden evvel çöker
(Tenasul uzuvlarının vaktinden evvel kullanılması, insanı ihtiyarlığa götürür)
2- Tabii ki küçük yaşta bu aşka başlayan kadının tenasul uzuvları ,tabii bir şekilde gelişmez,, çok defa kısır kalır, zevk ihtiraslarını gerektiği gibi alamaz. Gebelik, doğum, lohusalık bu fizyolojik hadiseler böylelerinde genellikle olumsuz bir seyir takip eder.
3- Yaşlıların da bu yolda kendilerini zorlaması tehlikelidir. Çünkü yaşlılarda damarlar ekseriya sertleşir. Yırtılma kabiliyetleri artar. Aşk oyunları ve gerektirdikleri kan basıncını artırdığından çoğu zaman bu damarlar birden bire patlar. Bu hal inme ve bazen ani ölümlere yol açar
4- Cinsi yakınlıkta tenasul yollarından akan şehvet, erlik sularıyla vücudunun en mühim yapı ve mukavemet unsurları olan kireç, fosfor albüminler, vücuda enerjisini veren bir çok kıymetlerini kaybeder.
5- Bu yolda ölçüsüz hareket: Tenasul uzuvlarında da bir çok rahatsızlıklara,, prostatın şişmesi ihtimali, birlik uzvunun sertleşmemesi ademi iktidar, erlik suyunun hemen akması (el gevşekliğine) bazen da kısırlığa sebep olur.
Fazla cinsel ilişki sonucunda birlik uzvu pörsür, birleşme sırasındaki sertleşme kabiliyeti azalır.
Bu maddi yorgunluk uzviyetin hissi, ruhi dengesini bozar. Bu yolda kendini yoran erkekler genellikle daha bu işe başlarken hemen heyecanlanarak kendini tutamaz, şehvete gelirler, daha yakınlıkta bulunmadan meydana gelen bu hal ile erkek ve bilhassa kadının bütün arzuları söner. Bu hal aile hayatında bir çok acılar çizer. Erkek bu işi başaramamaktan, Kadın tatmin edilememekten azap duyar.
6- Cinsi yakınlık tekrarlanınca tenasul bezleri yorulur. Erkek şehvete gelince ve bir defa da erlik suyu ile takriben, iki yüz milyon kadar tohum atar ve ancak on saatlik bir istirahat, bilhassa uzun ve rahat bir uykudan sonra şehvete gelmekle yine bu oranda tohum çıkarabilir.
Bu fizyolojik aşk, haftada bir iki defa olunca yumurtalıklar muntazaman tohum işlemek kabiliyetini muhafaza eder. Cinsi yakınlık üst üste tekrarlanınca bu tohumlar teşekkül etmeye pek vakit bulamazlar ve teşekkül eden tohum miktarı git gide azalır, bu oran sonunda hiçe iner. Artık erlik suyu ile tohum gelmez. Tenasul yollarındaki ek bezlerin salyasından ibaret suyumsu bir sıvı gelir.
7- Tenasul uzuvlarının bezleri erkeğe enerji, kudret, gençlik ,güzellik veren hormonları da işler, kana verir. Cinsi oyunlara pek fazla düşkünlük bu bezleri yormakla; dolayısıyla bu hormonlar azalı ve bunun neticesi olarak yüz buruşur, saçları ağarır, vücut dinçlik ve güzelliğini kaybeder, erkek vaktinden evvel ihtiyarlar.
8- Tenasul bezlerinin yorulması, tohumların cılız, zayıf kalması bazen tamamıyla bunların yok olması ve çok defa kısırlığa sebep olur
9- Bu yolda fazla yorgunluk, kanseri de kamçılar.
Cinsi arzuları uyandıran hormonlar, vücudun enerjisini muhafaza etmekle kansere karşı vücudu korur. Bunlar azalınca bu uğursuz hastalık uyanır.
Görülüyor ki; Bu aşka fazla düşkünlük, erkeği ezer, üzer, maddi manevi bir çok acılara sürükler
Bu aşka düşkünlük, özellikler gençlerde maddi, manevi bir çok yıkımlara sebep olur.
Bunlar genellikle bu aşka fazla düşkünlüğün vücut üzerinde yaptığı olumsuz etkiyi, bu aşk yolunda uğrayacakları acıları bilmezler. Ancak gençlik, genellikle yaralandıktan sonra bu acıları görür, duyar
İrade ve imanları zayıf olan, şeytanın kulu, nefsinin esiri, sonu olmayan boş arzularının kurbanı olan bir çok gençler, genelde aşklarını elleriyle dindirirler. Bu iş ise sağlıklarını kemirir, kötü yerlere koşarlar, buralardan pis hastalıklar kapar, bunları daha sonra eş ve arkadaşlarına bulaştırırlar
(Dışarı akıtılan her meni parçası, insana ömründen bir parçasını kaybettirir)
Bu düşkünlük ne kadar fazla olursa, vücudun yıkımı da o oranda artar. Bu halde organlar bu kaybı telafi edemez, vakit bulamamakla dengesi bozulur, vücut sağlığından olur, dermansız düşer, istek bozulur, dizler kesilir, yüzün rengi uçar, halsizlik, zafiyet kansızlıktan vereme kadar, sinir, hisleri, nevrasteniden deliliğe kadar bir çok ağır hastalıklar birbirini kovalar
Çelimsiz, az çok kabiliyetli olanlarda bu rahatsızlıklar daha çabuk ortaya çıkar. Kalpleri hasta, ciğerleri yorgun, verem veya bu hastalığa müsait olanların bu aşka düşkünlükleri bir çeşit intihar ve ölümdür
Kaynak: Osman Karabulut / İslam’da Evlilik Ve Mahremiyetleri / bkz: 234-235