DOLAR
19,0186
EURO
20,3891
ALTIN
1.209,27
BIST
4.975,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Salı Yağmurlu
11°C
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C
Perşembe Az Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
14°C

Evlilikte Kadının Görevleri

Evlilikte Kadının Görevleri
23 Eylül 2022 00:30
0

Dinen evlilik hayatında yani aile içerisinde kadının ailesine ve kocasına bazı görevleri, vazifeleri ve sorumlulukları vardır. Aşağıda yer alan makalede kadının yerine getirmesi gereken bazı görevler özet olarak belirtilmiştir. Kadının kocasına itaat etmesinin sevabı ve İslam’da kadının görevleri ile ilgili ayetler, hadisler ve bunların açıklaması

Kadın önce, özellikle namusunu koruma niyetinde olmalıdır. Kocasına hamile kalmaya, çocuk doğurup onu yetiştirmeye bakmalı, sabrederek Allah katında büyük sevaplar kazanacağını düşünmelidir.

Ziyad b.Meymun’dan gelen rivayete göre, Enes b. Malik (ra), şöyle demiştir

“Medine halkından kendisine Havle Attare denen bir kadın vardı. Bir gün Hz. Aişe’nin yanına geldi ve dedi ki:

Ey müminlerin annesi. Benim kocam falan kimsedir. Ben her gece onun için süsleniyorum. Sanki ilk gecedeki gibi onun için güzel kokular sürünüyorum. O yatağına girince bende onun örtüsü altına giriyorum. Bunu sırf Allah rızası için yapıyorum. Ama kocam benden yüz çeviriyor, ben de onun kızgın olduğunu anlıyorum.

Bunun üzerine Hz. Aişe (r.anha) kadına, Resulüllah (s.a.v) gelinceye kadar otur, bekle, dedi.

Havle der ki: Ben orada böyle beklerken, Resulüllah (s.a.v) geldi ve şöyle sordu:

Aldığım bu koku da ne, buraya Havle mi geldi? Ondan bir şey mi satın aldınız?

Hz. Aişe (r.a) dedi ki: Hayır, Allah’a yemin olsun ki ey Allah’ın Resulü bir şey almadık. Sonra Havle kendi durumunu anlattı. Resulüllah (s.a.v) ona şöyle buyurdu:

Şimdi git, onun sözünü dinle, ona itaat et.

Kadın şöyle sordu:Ey Allah’ın Resulü! Ben zaten böyle yapıyorum. Bunda benim için ne gibi bir ecir vardır acaba?

Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki: Bir kadın, kocasının evinden bir şey kaldırdığı zaman, iyilik dileği ile onu tekrar yerine koyarsa, Allah Teala, onun için bir iyilik sevabı yazar, bir kötülüğünü de siler. Kendisini de bir derece yükseltir.

Bir kadın kocasından hamile kaldığı zaman, ona geceleri namaz kılan, gündüzleri oruç tutan ve Allah yolunda cihad eden gazilerin sevabı gibi sevap verilir.

Kadın, hamilelikten sonra doğum sancısı başlayınca, her gelen sancı için bir can kurtarmış gibi sevap kazanır. Doğumu yapıp süt emzirmeye başladığı zaman da, onun için bir köle azad etmiş gibi sevap alır.

Yavrusunu sütten kesince, semadan bir munadi şöyle seslenir:

Ey kadın, şu yaptığın amel, geçen ömrün tümüne yetti. Artık geri kalan ömrün için amel işlemeye bak

Hz. Aişe (r.anha), şöyle dedi:

“Kadınlara bu kadar çok ihsanlarda bulunuldu. Ey erkekler topluluğu, sizin haliniz ne olacak? Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) gülümsedi ve sonra şöyle buyurdu:

“Bir erkek, hanımını isteyerek elinden tutarsa, Allah Teala ona bir iyilik sevabı yazar. Kadının boynuna sarıldığı zaman, on iyilik yazılır. Kendisi ile birleştiği zaman, bu kendisi için dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.

Yıkanmak üzere gidince, şu yürüyen her tüyü için bir sevap yazılır, bir günah silinir, derecesi de bir derece yükselir. Yıkanması ile kendisine verilen sevap dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.

Kulun bu durumu ile Allah (cc) meleklere övünür ve şöyle der:

Şu kuluma bakın. Gece karanlığında kalktı. Cünüplükten yıkandı. Beni yakın olarak rab bildi, şahit olun, ben onu bağışladım”

Mübarek b. Fudale’nin, Hasan (r.a) rivayet ettiğine göre Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurmuştur

“Kadınlara hayır tavsiye ediniz. Zira onlar sizin yardımcılarınızdır. Yani bir manada esirlerinizdir. Onlar, kendileri için bir şeyin sahibi değildirler Siz onları Allah Tebareke ve Teala’nın bir emaneti olarak aldınız. Allah’ın (cc) emri ile onların namuslarını helal edindiniz.”

Ubade bin Kesirden, Abdullah el- Cerini’nin, Hz. Meymune’den gelen rivayete göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

“Ümmetimin erkeklerinin hayırlıları, hanımlarına hayırlı olanlarıdır. Ümmetimin kadınlarının hayırlıları da kocalarına hayırlı olanlardır. Bu kadınlardan her biri için, gece gündüz Allah yolunda savaşan, sevabını Allah’tan umarak öldürülen bin şehit sevabı vardır. Bu kadınlardan her birinin cennet hurilerine üstünlüğü, benim sizden en alt derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir.

Ümmetimden kadınların hayırlısı, Allah’a uyanın dışındaki, kocasının istediği her şeyi yapan kadındır.

Ümmetimden erkeklerin hayırlısı, hanımı ile oynaşandır. Tıpkı bir annenin yavrusu ile oynadığı gibi. Böyle yapan her erkeğe, Allah yolunda sabrederek savaşan ve öldürülen yüz şehit sevabı verilir.”

Bunun üzerine Ömer İbn-i Hattab (ra) şöyle sordu: Ya Resulüllah! Nasıl oluyor da kadınlara bin şehit sevabı veriliyor da erkeklere yüz şehit sevabı veriliyor?

Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: Bilmiyor musun, kadın sevap itibariyle erkekten daha büyüktür ve en çok sevabı da kadın alır. Aziz ve Celil olan Allah, erkek için kadının dünyadaki duası ve razı olması sebebiyle, cennette derece üstüne dereceler arttırır. Veya şunu bilmez misin ki, Allah’a şirkten sonra kadının en büyük günahı kocasına karşı gelmesidir.

Dikkat ediniz, şu iki zayıf hakkında Allah’tan korkunuz. Çünkü Allah sizi o iki kişi hakkında sorguya çekecektir. Bu iki zayıf, yetim ve kadındır. Her kim onlara iyilik ederse, Allah’ın (c.c) rızası ile karşılaşır Her kim de onlara kötülük ederse Allah’ın gazabıyla karşılaşır

Kocanın kadın üzerindeki hakkı, benim sizin üzerindeki hakkım gibidir. Kim benim hakkımı zayi ederse, Allah’ın hakkını zayi etmiş olur.

Kim de Allah’ın hakkını zayi ederse, Allah’ın dargınlığına uğrar. Onun yeri cehennemdir, orası ne kötü bir varış yeridir.

Ebu Cafer Muhammed bin Ali, Cabir bin Abdullah’dan (s.a) rivayet ettiği hadiste Cabir (r.a) şöyle dedi:

“Biz bir ara Resulüllah’ın (s.a.v) yanında idik. Ki Resulüllah ashabından bir grupla birlikte orada idi. Bu sırada bir kadın gelip Resulüllah’ın (s.a.v) baş ucunda durdu ve şöyle dedi:

Selam olsun sana ey Allah’ın Resulü. Ben kadınlar namına size gelen bir elçiyim. Benim bu şekilde size geldiğime şaşmayacak hiçbir kadın yoktur ya Resulüllah. Yani hangi kadın duysa şaşar.

Allah erkeklerin de rabbidir kadınlann da… Adem erkeklerin de babasıdır, kadınlanın da. Havva erkeklerin de annesidir, kadınların da… Erkekler Allah yolunda cihada çıkarlar, orada öldürülürler, onlar rableri katında diri olup rızıklanırlar. Onlar cihada çıkınca bildiğin gibi mükafatları vardır. Ama bize gelince, biz evde kalırız, onların hizmetini görürüz. Acaba bize de herhangi bir ecir/sevap var mıdır?

Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu: O kadınlara benden selam söyle, sözümü onlara ilet ve de ki:

Kocaya itaat etmek, onun hakkını kabullenmek, cihatta elde edilen sevaba eşittir. Ama aranızda bunu yapan da çok azdır.

Sabit in (r.a) rivayetinde, Enes (r.a) şöyle demiştir: Kadınlar beni Resulüllah’a (s.a.v) elçi olarak göndermişlerdir.

Kadınlar şöyle demişti: Ey Allah’in Resulü. Erkekler Allah yolunda cihad ve fazilet bakımından bizi geçtiler. Acaba bizim için de Allah yolunda cihad edenlerin ameline bizi ulaştıracak herhangi bir amel var mıdır?

Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdu: Onlardan her birinin evinde çektiği sıkıntı, Allah yolunda cihad edenlerin ameline yetişir.

Resulullah’a (s.a.v), kadınlara cihad var mıdır? diye soruldu.

Resulüllah (s.a.v) da şöyle buyurdu: Evet. Onların cihadı, nefisleriyle cihad etmeye gayret göstermeleridir. Buna sabrederlerse, onlar da mücahittirler. Durumlarına razı olurlarsa, onlar nöbettedirler ve nöbettekiler gibi sevap kazanırlar. Hatta iki kat sevap alırlar.

Kadın ve erkeğe düşen, bu ve daha önce geçen hadis-i şerifte geçenlere inanmak. Kadın ve erkekten her biri birbirinin hakkına riayet etmelidir. Bu manada Allah (cc) şöyle buyuruyor:

Kadınlarında erkekler üzerinde hakları vardır (Bakara Süresi 228)

Erkek ve kadın her ikisi de Allah’ın emrine itaat etmelidirler. Allah’ın emrine tutunmalıdırlar. Kadın bunun cihattan daha hayırlı olduğunu bilip inanmalıdır. Nitekim Peygamberimizden (s.a.v) gelen rivayette şöyle buyurmuştur

  • “Bir kadın için, kocasından ve kabirden daha hayırlı bir şey yoktur”

Yine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur;

  • “Kadını olmayan adam miskindir, miskindir, miskindir.”

Denildi ki:

  • Ya Resulüllah. Mal yönünden zengin olsa da mı?
  • Evet, mal yönünden zengin olsa da kadını yoksa o kişi miskindir (hiç malı mülkü yok sayılır), buyurdu

ve şöyle devam etti:

  • Kocası olmayan kadın da miskinedir, miskinedir, miskinedir.

Denildi ki yine,

  • Ya Resulüllah. Mal bakımından zengin olsa da mı?

Buyurdu ki:

  • Evet, mal olarak zengin de olsa o kadın miskinedir.

Kaynak: Abdülkadir Geylani / El Ğunye (Li Talibi Tariki’l Hak) / bkz: 156-161

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.