ref: refs/heads/v3.0
DOLAR
28,8857
EURO
31,2098
ALTIN
1.874,78
BIST
8.057,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
14°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
10°C
Cuma Hafif Yağmurlu
7°C
Cumartesi Çok Bulutlu
9°C

Engeli Çocuklara Din Eğitimi -1

Engeli Çocuklara Din Eğitimi -1
22 Eylül 2023 17:46
6

Dinin insan için ne denli önem taşıdığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Çünkü din, insanın sadece bir yönüne değil, tüm benliğine hitap eden bir özelliğe sahiptir ve insan mutlaka bir dine, bir inanç biçimine inanmaya hazır bir halde yaratılmıştır ki buna “fıtrat” hali denilmektedir.

Fıtrat, “her insanın, Allah’ın varlığını birliğini bilip, inanmaya hazır bir halde yaratılmış olması” demektir. O halde ister normal, isterse engelli olsun, her insan bu cevhere sahiptir ve bu cevherin işlenerek bir mücevher haline getirilmesi gerekmektedir.

Özellikle, içinde bulunduğu normal dışı durumu kabullenmesi, olumsuz şartlara göğüs gerebilmesi için manevi bir desteğe şiddetle ihtiyaç duyan engelli fertler için, dinin bu gücünden faydalanmak ve insanlara bu desteği sağlamak durumundayız. Engeli olan ferdin olumlu benlik kavramı geliştirmesi ve kendini kabul dizeyinin yüksek olması, öncelikli olarak ferdin engel durumuyla ilgili sağlıklı tutum ve davranışlar gerçekleştirebilmesiyle mümkün olabilecektir.

Sağlıklı tutum ve davranışların oluşmasında ise manevi değerlere sahip olmanın, inancın, kısacası dinin önemli bir yeri vardır. Çünkü fert, Allah’a iman duysuyla birtakım değerlere bağlanmakta ve aynı değerlere inanan diğer insanlarla birlikte olma duygusuyla, içinde bulunduğu toplumda kendisinin de bir yerinin ve anlamının olduğunu kavramakta, sorunları aşabilecek bu gücü kendisinde hissederek kendine güven duygusunu kazanabilmektedir.

Bu sebeple, engelil çocukların eğitimlerinin, en asgari derecede kısıtlayıcı bir çevrede, kendi yaşıtlarıyla beraber eğitim-öğretime tabi tutulmasının daha doğru olacağını düşünüyoruz. Çünkü ancak bu sayede engelli çocuğu toplum içine hazırlamak, normal çocuklar ile etkileşimini sağlamak ve toplumun genel değerlerini gözlemesini, öğrenmesini ve uygun dayranış biçimlerini geliştirmesini gerçekleştirmek mümkün olacaktır

İşte bu bağlamda, diyebiliriz ki;

Din, bir taraftan çocuğu toplumsallaştırırken, öte yandan ona psikolojik anlamda önemli bir destek de sağlayacaktır. Yaptığı önemli çalışmalarla dinin ve duanın insan üzerindeki olumlu etkisini tespit eden Dr. Alexis Carrel aynen şöyle demektedir:

  • Dua ortamında insan kendini olduğu gibi görür, kendine gelir. Hırsını, hatalarını, yanlış düşüncelerini, kibrini ve gururunu tanır. Gitgide ruhsal bir sükuna kavuşur. Sinirsel ve ruhsal faaliyetlerine bir uyum egemen olur. Yoksulluğa, iftiraya, kedere karşı büyük bir sabır kazanır. Ölüme, hastalığa, ıstıraba, yakınlarının kaybına güçlü bir direnme gösterir.”

Dolayısıyla, herhangi bir engele sahip olan ferdin, mütemadiyen “Neden ben?” sorusunu sorarak kısır bir döngü içinde kalmasını, ancak inancın ona sağlayacağı manevi güç bertaraf edebilir. Biz, sağlıklı ve yeterli bir din eğitiminin, normal fertler için gerekli, engelli fertler için ise elzem olduğunu düşünüyoruz. Çünkü onlar, içinde bulundukları durumun, ümitsizlik kısır döngüsüne girmesinden, ancak dinin kurtarıcı eli sayesinde kurtulabilirler

Bu durumdaki çocuklara öncelikle kendini “sevdirmek” ve “değerli bulmak” düşüncesi aşılanmalıdır. Bunun için de, konunun başında ortaya koyduğumuz üzere, dinin insana bakışı ve ona verdiği değer üzerine vurgu yapılarak, onların bu halleriyle de “değerli” oldukları anlatılmalıdır.

“İnsanın, dünyaya bir sınavdan geçirilmek üzere gönderildiğinden” ve içinde bulunduğu duruma “sabredenlerin mutlaka Allah tarafından ödüllendirileceğinden söz eden ayetlerden bahsedilerek onlara teselli verilebilir.

Yine, onlara, “herkesin dünyada sahip olduğu nimetlerden mutlaka sorumlu olacağı” gerçeğini dile getiren ilahi buyruktan ve “insanların ahiret hayatında yeniden yaratılacağı” müjdesinden bahsedilerek, yaşadıkları bu sıkıntıların bir gün sona ereceğine inanmalarına ve şimdiki durumlarından farklı olan daha güzel bir hayata kavuşacakları ümidini gönüllerinde taşımalarına imkân sağlanabilir.

Kadere ve ahirete iman duygusunun, yerli yerince ve sağlıklı bir şekilde kazandırılmasının, onlara manevi destek sağlamada önemli bir rolü olacağı kanaatindeyiz. Nitekim bu durumdaki çocukların, ahiret hayatında yaşanacağına inanılan “cennet’e karşı aşırı ilgi duydukları ve cennetle ilgili anlatılanları büyük bir dikkatle dinledikleri tespit edilmiştir

Bu başlık altında, farklı engel gruplarına mensup çocukları tek tek ele alarak onlara verilecek din eğitiminde dikkat edilecek hususlardan ve bu eğitimin onlara sağlayacağı katkıdan bahsedeceğiz. Aslında her biri ayrı bir tebliğ konusu olacak kadar önemli olan ve genişçe incelenmesi gereken bu mevzuda, biz sadece bedensel ve zihinsel yönden engelli çocuklar üzerinde görüş beyan edeceğimizi belirtmek istiyoruz

Bedensel Özellikleri Yönünden Engelli Çocuklar

1- Ortopedik Özürlü Olanlar: Kemik ve mafsalların şekil ve yapanda özür bulunan veya adale (kas) gücü gelişimi ve koordinasyonu yahut kontrolünde inhiraflar gösteren kimseler olarak tanımlanan ortopedik engelliler,” toplumda insanların acıma duygularını en fazla üzerlerinde toplayan engel tiplerinin başında gelmektedirler.

Fakat bu acıma duygusundan doğan ilgi, çoğu zaman engellilerin aleyhine sonuçlanmaktadır. Çünkü bir meslek edinemeyen engellilerin genellikle seçmek zorunda kaldıkları tek meslek kalmaktadır. Dilencilik

Engelli bireyler üzerine yaptığımız incelemeler ve izlenimlere göre, ortopedik yönden engelli olanlar, en çok maddi ve manevi desteğe ihtiyacı olan engelliler grubunun başında gelmektedirler. Çünkü oldukça çeşitlilik arz eden engellere sahip olan bu durumdaki fertler, normal yaşamlarını devam ettirebilmek için sahip olmaları gereken bazı organlardan mahrum ya da bunları kullanamaz durumdadırlar.

Onların insanlardan bekledikleri ise, acıma değil, kendilerini “olduğu gibi kabullenmeleri ve değer vermeleridir. Genellikle aşağılık duygusu içinde bulunan ve yaşamaktan haz duymayan bu durumdaki çocuklara, öncelikle yaşama sevincini kazandırmak ve hayatın, yaşanılmaya değer olduğunu, kendini ve başkalarını sevmeyi öğretmek gerekmektedir.”

İman esaslarının öğretimi konusunda önümüzde herhangi bir engelin bulunmadığına inandığımız ortopedik yönden engelli bireylerin, arzu ettikleri ibadetleri yerine getirmelerinde de dini bakımdan hiçbir engelin olmadığını ifade etmek istiyoruz. Özelikle, onların toplumla bütünleşmesini sağlayan toplu ibadetlere katılmalarında da herhangi bir sakınca söz konusu değilken, nedense bu durumdaki insanlara ibadet yaparak rahatlama imkanını sunamıyoruz.

Batı ülkelerinde, bizzat müşahede ettiğimiz üzere, ortopedik özürlüler, rahibeler tarafından bakılmakta ve topluca yapılan ibadetlere iştirak ettirilerek, böylece dinin manevi gücünden faydalanma yoluna gidilmektedir. İlahiyatçılar ve din eğitimi uzmanlarıyla görüşülerek, böylesi durumdaki insanların, dinin ortaya koyduğu kolaylıklar çerçevesinde nasıl ibadet edebilecekleri konusunda bilgi alış-verişinde bulunulmalıdır.

Şunu ifade etmeliyiz ki;

Her şeyin, yüce kudret sahibi bir Yaratıcının tasarrufunda olduğunu düşünerek, sarsılmaz bir inançla Allah’a inanan ve yapabildiği kadarıyla ibadet edebilen engelli bir insan, bulunduğu duruma sabretme noktasında büyük oranda başarılı olacaktır.

Yerli yerince verilen; Allah’a, Meleklere, Kitaplara, Peygamberlere, Kadere ve Ahirete iman konusundaki bilgiler, onlara manevi bakımdan güç verecektir. Yine, bu durumdaki engelli bireylerin, toplu halde icra edilen dini törenlere, mevlitlere ve dualara katılmalarının, onların toplum içinde bir fert olduklarını hissetmelerine, böylece kendilerini kabul düzeyine olumlu katkısının olacağını söyleyebiliriz.

Görsel ve işitsel (audio- visual) anlamda materyallerden ve teknolojik imkanlardan faydalanarak bu durumdaki özürlülere din eğitimi ve öğretimi vermek mümkündür.. İlgili Makalenin Devamı İçin Engelli Kişiler İçin Din Eğitimi adlı yazıya tıklayınız

Kaynak: Prof. Dr. M. Emin Ay / Aile rehberi / Yeni Dünya Dergisi / bkz: 191-194

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.