Enfal Süresi 28-33-51-53. Ayet Meali ve Tefsiri & Beyanu’l-Hak

Enfal Süresi 28. Ayet Meali: Bilin ki mallarınız ve evlatlarınız sizi imtihan için bir araçtır ve en büyük mükafat Allah katındadır!

Enfal Süresi 28. Ayet Tefsiri: Kur’an’da, aynı zamanda “göz aydınlığı ve sevinç vesilesi ^{(Furkan 74)}” olarak da nitelendirilen çocuklar ve ‘canın yongası sayılan mallar, “Sizi meftun edecek, günaha ve belaya sokabilecek bir dert ve imtihandır.” Onlara aşırı derecedeki ilginiz ve sevginiz, sizi Allah’a isyana sürüklemesin; Allah’a, dolayısıyla kendinize karşı görev ve sorumluluklarınızı unutturmasın!

Enfal Süresi 33. Ayet Meali: Oysa sen içlerinde iken Allah onlara (toplu) azap edecek değildir, onlardan mağfiret dileyenler olduğu sürece Allah onlara azap etmez!

Enfal Süresi 33. Ayet Tefsiri: Bu ayette şu üç çeşit Sünnetullah’tan bahsedildiği söylenebilir

• 1- Kendilerini uyarmak ve hakka çağırmak üzere gelen elçilerin uyanları, hiç fayda sağlamamış ve artık ıslah olma ümidi de kalmamışsa, Allah o topluma hak ettiği azabı indirir.

• 2- Peygamberi ve ona inananları içlerinden çıkarmadıkça, Allah bir topluma hak ettiği azabı indirmez. Nuh ve Lut’u (as) ve onlarla birlikte inananları bölgeden uzaklaştırdığı gibi

• 3- Toplum içerisinde, peygamberin davetine icabet eden iyi insanlar var olduğu veya sonradan pişman olup Allah’tan bağışlanma dileyecek insanların var olma ümidi devam ettiği sürece; hatta kendileri olmasa bile, soylarından iyi insanlar gelecekse, tövbe edeceklerin ve soylarından gelecek iyilerin hatırına Allah o topluma toplu azap indirmez.

Enfal Süresi 51. Ayet Meali: Bu, kendi ellerinizle yaptıklarınızın karşılığıdır; Allah kesinlikle kullarına zulüm etmez

Enfal Süresi 51. Ayet Tefsiri: Çünkü insanların başına gelen her musibet, şayet Allah’ın dilediği özel bir hikmeti yoksa kendi elleriyle yaptıklarının bir sonucudur. Çünkü Allah, kullarına zulüm etmekten münezzehtir. O, hiçbir kimseyi haksız yere cezalandırmaz. Bu hususta şu ayetler hatırlanabilir;

• “Sana gelen her iyilik Allah’tandır; başına gelen her musibet ise kendindendir ^{(Nisa, 79)}“

• “Başınıza gelen her hangi bir musibet, kendi elinizle ettikleriniz yüzündendir. Çoğunu da O affediyor ^{(Şura 30)}“

• “Eğer Allah insanları haksızlıkları yüzünden sorgulayıp cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı, fakat onları belirlenen bir süreye kadar erteliyor ^{(Nahl 61)}“

• “Bağışı bol olan Rabbim merhamet sahibidir. Şayet O, ettikleri yüzünden onları derhal sorgulayacak olsaydı, azabı hemen verirdi. Fakat kendilerine tayin edilen bir süre vardır ki artık onlar bundan da kaçıp kurtulacakları bir sığınak bulamazlar ^{(Kehf 58)}“

Bizim;

• “Eden bulur!”

• “Herkes ettiğini çeker!”

• “Ne ekersen onu biçersin!” gibi atasözlerimizde de ifade edildiği üzere

• “Her kişi kendi kazandığına rehinedir ^{(Müddessir 38)}”

Bedir savaşında müşriklerin hezimetinin asıl sebebi ise, 13 yıl boyunca Mekke de, Allah’a ve Resulüne karşı gelmeleri, ayetlerini yalanlayıp dinine mani olmaları ve müminlere haksız yere zulüm ve işkence etmelerinden başka bir şey değildir!

Enfal Süresi 53. Ayet Meali: Bilinmelidir ki bir toplum, nefislerindekini değiştirmediği sürece Allah onlara lütfettiği nimeti azap ile değiştirmez. Allah, her şeyi işitir ve her şeyi bilir

Enfal Süresi 53. Ayet Tefsiri: İnsanoğlu yaratılışta sahip olduğu insani kabiliyet ve niteliklerini korur, hatta daha da geliştirirse, her türlü nimet zaten onun içindir. Allah ona lütfunu daha da artırır. Şu iki ayeti bu konuda hatırlamak gerekir:

• “Eğer şükretseydiniz, size kesinlikle daha da artırırdım ^{(İbrahim 7)}“

• “Şayet şükredip iman etseydiniz, Allah size ne diye azap etseydi ki ^{(Nisa 147)}“

Ama insan aklı, bilimi ve insanlığı bir tarafa iter, nefsi arzularına uyarsa fıtraten sahip olduğu insani kabiliyetleri kaybeder ve kendisine yabancılaşır.

Kaynak: M. Zeki Duman / Beyanu’l-Hak / C: III / bkz: 157-169

Anahtar Kelimeler: allah sizi evlatlarınızla imtihan eder, mallarınız ve evlatlarınız fitnedir imtihandır, sen onların içindeyken onlara azap edecek değiliz, sünnetullah ile ilgili ayetler,