En’am Süresi 128. Ayet Meali: Allah, onların hepsini mahşerde topladığı gün: “Ey cinler topluluğu! Muhakkak ki siz, insanlardan pek çoğunu doğru yoldan saptırdınız” Onların insanlardan dostları diyecekler ki: “Rabbimiz, biz birbirimizden yararlandık; işte, bize tayin ettiğin ömrün sonuna geldik.” Allah da: “Peki öyleyse, Allah’ın dilemesi hariç, ebedi kalmak üzere sizin yeriniz ateştir” der. Kuşkusuz, Rabbin her şeyi yerli yerince yapar, her şeyi bilir.
En’am Süresi 128. Ayet Tefsiri: Bu, insanların kendi hevalarına ve şeytanlara uyduklarının, özellikle de kendilerine sunulan ömür ve hayati öneme haiz fırsatları boşa harcayıp tüketmiş olduklarının itirafıdır. Asil maksat, dünya hayatı devam etmekte olanları düşündürmektir.
En’am Süresi 141. Ayet Meali: Çardaklı ve çardaksız üzüm bağlarını, tatları değişik hurmaları, zirai meyveleri, zeytinleri, narları birbirlerine benzeyen ve benzemeyen çeşitleriyle yaratıp yetiştiren O’dur. Meyve verdikleri zaman meyvelerinden yiyin ve hasat gününde de Allah’ın hakkını verin. fakat israf etmeyin; çünkü Allah müsrifleri sevmez
En’am Süresi 141. Ayet Tefsiri: Allah Teala, mülkünden, diğer bir deyişle lütfundan insanlara mal, genel adıyla rızık verirken o malın ihtiyaç fazlasından belli bir kısmını zekat, sadaka, bağış, hediye gibi adlarla muhtaç olan insanlara verilmesini şart koşmuştur (Tevbe 60, 103)
Ayetteki, “Allah’ın hakkından maksat budur; öncelikle akrabaya, yoksullara, fakirlere, yetimlere, belirtilen adlarla verilmesi gereken kısımdır.
Malda Allah’ın hakkının gözetilmesi, insanların birbirlerini sevip saymaları, birbirlerini işlerinde çalıştırmaları ve sosyal hayatın sağlıklı bir biçimde devam ettirilmesi için hayati değeri olan bir ilkedir.
Malın artıp eksilmesi de bir yönüyle bu ilkenin gerektiği biçimde uygulanıp uygulanmamasına bağlanmıştır. Fısk, daha önce de geçmişti; haddi aşmak, sınırı tecavüz etmek, yasaklara uymamak anlamındadır.
Kaynak: M. Zeki Duman / Beyanu’l-Hak / C: 2 / bkz: 124-128-129