Duanın Kabulü Duanın Kendisinden Değil Dua İle Birlikte Yapılan Başka Sebeplerden Dolayı Olabilir. Çok defa insanların yapmış oldukları duaların kabul edildiğini görüyoruz. Duanın yanında, dua eden kişinin içinde bulunduğu zaruret hali, Allah’a samimiyetle yönelişi veya daha önce yapmış olduğu ve duasına Allah tarafından icabet edilmesi suretiyle kabul edilmiş olan bir iyiliği bulunuyor olabilir ya da dua, icabet vaktine denk gelmiş olabilir.
Ya da buna benzer bir durum sebebiyle dua kabul olunabilir. Kişi, buradaki sırrı duanın sözlerinde olduğunu zannederek diğer tüm etkenlerden sıyrılmış bir şekilde sadece dua lafızlarına sarılabilir.
Bu hal, kullanılması gereken keyfiyete ve vakte riayet ederek kullandığı ilaçtan fayda bulana damın durumundan hareketle arzulanan neticenin, söz konusu ilacın sadece kullanılmasıyla alınacağını zanneden bir kişinin durumuna benzemektedir. Oysa böyle bir zanna kapılan kimse yanılmıştır. Bu konuda birçok insan da yanılmaktadır.
Bu kabilden olarak; Kişinin zaruret halindeyken yaptığı için kabul edilen bir dua, bir kabrin yanında yapılmış olabilir. Cahil kimse buradaki sırrın kabirle alakalı olduğunu zannedebilir, asıl sırrın ise o kişinin içinde bulunduğu zaruret hali ve Allah’a samimiyetle / içtenlikle iltica etmesi olduğunu bilmeyebilir. Böyle bir hal, Allah’ın evlerinden birinde hasıl olsa, daha faziletli ve Allah’a daha sevimli olur.
Not: Yani sizin sırlı dualar, etkili dualar, zırhlı ve koruyucu dualar dediğiniz şeyler aslında tek başına bir anlam ifade etmiyor. Onlara o etkiyi ve tesiri veren sizin Allah’a karşı olan samimiyetiniz ve ihlasınızdır. Yaptığınız dualar Allah’a samimiyetiniz oranında etkili ve kabul olur
Kaynak: İbnu’l Kayyım el-Cevziyye / ed-Dua ve’d Deva (Kalbin İlacı) / bkz: 51-52