Allah Teala insanı en güzel şekilde yarattığını kutsal kitabında bildirmiştir. Bu güzellikleri fark etmek ve ona göre yaşam sürmek de bizim omuzlarımıza görev olarak yüklenmiştir. Yaşamak, uzun soluklu bir tanıma sürecidir.
İnsanoğlu ilk günlerinden itibaren kendini ve etrafında olup bitenleri tanımaya, anlamaya çalışmaktadır. Bu anlamlandırmada ki en zorlu süreç yine kendi nefsine dair olan tanıma sürecidir. Maddi ve manevi ihtiyaçlarla donatılmış insan bu ihtiyaçlarının karşılanması için bir ömür harcamaktadır. Harcadığı ömür karşılığında maddi ve manevi kazanımlar elde etmektedir.
Kazanımlarının ne kadar dengeli olduğu onun ne kadar sağlıklı olacağının bir göstergesidir. Maddi yönden insanoğlu ne kadar dengeli beslenirse bedeni o kadar sağlıklı olacağı gibi; manevi anlamda ne kadar Allah’ın ve Resulünün emir ve yasaklarına riayet ederse o kadar da ruhsal anlamda sağlıklı olacak ve manevi anlamda güzel kazanımlar elde edecektir..
Aynı şekilde manevi yönden de ne kadar dengeli beslenme hususunda dikkatli olursa, o kadar da sağlıklı ruh haline sahip bir kişilik oluşturur.
Yapılan birçok araştırma yukarıdaki tespitimizi doğrular niteliktedir.
Gelişim döneminde sevgi ihtiyacını yeterli ölçüde alamamış bireylerin ilerleyen yıllarda suç işlemeye daha meyilli oldukları, mutsuz evlilikler yaptıkları bilinmektedir.
Gelişim süreçlerindeki sevgi yoksunlukları hayatının ileriki safhalarında olumlu yahut olumsuz yönde aşırılıklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ebeveyninden gerekli ilgiyi görememiş bir bireyin çocuklarına aşırı sevgi göstermesi ya da ebeveyninin davranışını devam ettirmesi söz konusu olabilmektedir.
Her iki durum da da gelişim sürecindeki yoksunluk aşırılık olarak karşımıza çıkmaktadır.
✓ Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır (1)
Yol haritasında merkezi noktayı ise denge kavramı işgal etmektedir. Yüce Yaratıcı kullarından dengeli olmalarını isterken bunu belirli bir alan ile kısıtlamamıştır. Genel olarak hayatımızın her anında bizden dengeli olmamızı ifrat ve tefritten uzak durmamızı istemektedir.
Hayatımızı idame ettirmek için ihtiyaç duyduğumuz eşyalar, giydiğimiz kıyafetler, kullandığımız elektronik aletler için yaptığımız harcamalarımızda israftan kaçınmak bir Müslümanın inancının gereğidir.
Günümüz dünyasının özellikle de gelişmiş ülkelerde en önemli problemlerin den birisi dengesiz beslenmedir.
Bu aşırılığın karşılığı olarak dünyamızda milyonlarca insan da yeterli beslenememe problemi ile karşı karşıya kalmaktadır;
✓ …Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez (2) ayeti problemlerimizin çözümü konusunda tüm insanlığa çok önemli bir mesaj vermektedir.
Peygamberimiz (s.a.v) de yaşamındaki mutedil çizgi ile Kur’an-ı Kerim’de ifadesini bulan bu dengeyi nasıl yaşayacağımız konusunda bize örneklik etmiştir.
Dini konularda toplumlarda görülen aşırılıklar da yine din hakkındaki bilgi yoksunluğundan kaynaklanmaktadır. Peygamberimiz bizlerden amellerimiz konusunda da aşırılıktan kaçınmamızı istemektedir.
Kuran-ı Kerim ayetlerinde ve Peygamberimizin tavsiyelerinde insanlardan dengeli olmaları, her türlü aşırılıktan uzak durmaları vurgulanmaktadır. Bu uyanları dikkate alarak insanın kendini tanıması, maddi ve manevi dengesini oluşturma sı ile mümkün olabilecektir. Yaşanılan her yoksunluk muhtemel aşırılıkların habercisidir.
Kaynak: Şahin Kızılabdullah / Diyanet Aylık Dergisi Eki / Eylül 2009 / bkz: 5-6
(1-Furkan Süresi 67) (2-Araf Süresi 31)