Küçüklerimize şefkat göstermeyen ve büyüklerimize hürmet etmeyen bizden değildir. Bu hadis, aynı zamanda, Hz. Peygamber’in çocuklara karşı gösterdiği sevgi ve merhamet örneklerinin özlü bir ifadesidir.
Nitekim Hz Peygamber bizzat çocuklara sevgi, şefkat ve merhametle muamele eder, her fırsatta onların gönüllerini kazanırdı. Hz. Enes’in ifadesiyle O. ailesine ve çocuklara karşı insanların en şefkatlisiydi
Zaman zaman kendi torunları Hasan ve Hüseyin’i bağrına basarak öpen ve onlar için dua eden Hz Peygamber, bu sevgi ve ilgiyi başka çocuklara da göstermekteydi.
Çocukluk çağından itibaren Hz. Peygamber’i tanıma şerefine ulaşan pek çok sahabe (Usame b. Zeyd, Yusuf b. Abdullah vd.) Hz Peygamber’in kendilerine her defasında sevgi ve şefkatle yaklaştığını rivayet etmektedirler
İinsanlara emrettiklerini kendi hayatında da tatbik etmekteydi. Mesela, maddi ikram kabilinden zikredeceğimiz “yılın ilk turfanda meyvesini huzurunda bulunanların yaşça en küçüğüne vermekle” yaparken, manevi ikramı da çeşitli şakalaşmalar ve hal hatır sorma ile yerine getirirdi.
Bazen kendi torunlarını bazen de diğer çocukları omzunda taşıyarak onları sevindiren Hz Peygamber’in, onlarla şakalaşması da dikkate değerdir Mahmut b Rebi adlı sahabi, kendisi beş yaşlarında iken Hz Peygamber’in bir kovadan ağzına su alarak yüzüne püskürttüğünü rivayet etmekte ve yıllar geçmesine rağmen yüzünün hiç ihtiyarlamadığını iftiharla ifade etmektedir.”
Hz. Peygamber’in çocuklara gösterdiği bu sevgi örneklerinin değeri, günümüzde psikololojinin önemli bir dalı olan insandaki duyguların kökenini araştıran Psikoanaliz’in “insanda en temel iki duygunun sevgi ve bağlanma duygusu olduğunu ortaya koymasıyla, daha da artmıştır.
Sevgi, açlık, susuzluk gibi sürekli doldurulması gereken bir duygudur. Çocuk temiz havaya nasıl muhtaçsa, aynı şekilde sevgiye de muhtaçtır. Çünkü sevgi, zihni ve ruhi gelişmenin neredeyse tek kaynağı olup boşluğunu doldurabilecek ve onun yerine geçebilecek başka bir şey gösterilemez.
Kaynak: Prof. Dr. M. Emin Ay / Aile Rehberi / Yeni Dünya Dergisi / bkz: 121