DOLAR
27,3824
EURO
29,0085
ALTIN
1.630,05
BIST
8.334,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Gök Gürültülü
22°C
İstanbul
22°C
Gök Gürültülü
Pazar Az Bulutlu
23°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
24°C

Cinsellik Neden Önemli Bir İhtiyaçtır ve Neden Verilmiştir?

5 Eylül 2021 06:30
6.166

Cinselliğin ve cinsel ilişki isteğinin insan fıtratına yerleştirilmesinin iki sebebi vardır. Bunlardan;

Birinci Faydası: Bu zevki tadan insan ahirette daha büyük zevklerin olacağına inanır ve ahirete hazırlanır. Bir anlık temasın insana verdiği zevk devamlı olacak olsaydı, bedeni zevklerin en kuvvetlisi şüphesiz bu olurdu.

Ahirette bu zevk, temas halinde bulunulduğu müddetçe devamlıdır. İnsanı bir şeye alıştırmak veya korkutmak ona mutluluk verebilir.Buda korkulan şeyin acısını veya güçlülüğünü ve zevkini tatmakla mümkündür. Tadı olunmaya şeye fazla istek duyulmaz.

İkinci Faydası: Neslin bekası, yani kalıcı olmasıdır. Cinsi münasebetin bu söylediğimiz iki faydası yanında dünyada ve ahirette insanı mahvedecek belaları da vardır. Kul eğer şehvetine engel olamaz, yemekte olduğu gibi orta yolu bulamazsa, dünyası da ahireti de elden gider.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki; “Kadınlar, şeytanın (gayesinde ulaşmasında) araçları (vasıtalarıdır)”

Zaten şehvet olmasaydı erkekler, kadınların baskısını duyarlar mıydı?

Rivayet edilir ki; Musa Peygamber bir yerde otururken karşıdan rengarenk, işlemelerle süslü bornozlu olan biri göründü. Musa Peygambere yaklaşınca selam verdi, bornozunu çıkardı, yere koydu. Musa Peygamberle aralarında şöyle bir konuşma geçti ? Musa Peygamber;

  • Kimsin sen?
  • Şeytan-İblisim
  • Musa Peygamber sana selam yok, burada işin ne?
  • Şeytan; Senin Allah katında yüksek rütben ve yerin olduğunu biliyorum. Bu sebeple seni selamlamaya geldim.
  • Musa Peygamber; Başına koyduğun şey nedir?
  • Şeytan burnuştur. Bu insanların kalbine girmeme ve onların bana gelmelerine yardımcı olur
  • Musa Peygamber; Hangi vakitlerde insanları mağlup eder, onların kalbine girersin.
  • Şeytan; İnsanlar kendilerini beğendikleri ve kibirlendikleri, çok amel yaptıklarına inandıkları ve işledikleri günahları unuttukları zaman onları mağlup ederim.

Üç şeye dikkat et;

  • Yerine getiremeyeceğin bir sözü yapmaya söz verme. Eğer söz verecek olursan, sözünü yerine getir.
  • Verilmek üzere ayırdığın sadakayı beklemeden ver. Aksi takdirde ben araya girer, o sadakanın verilmesine engel olurum. Bunları söyledikten sonra şeytanın aklı başına gelmiş gibi;

Eyvah ! Musa Peygamber kullarının hangi şeylere dikkat edeceklerini öğrendi dedi.

Başka bir zat anlatıyor ki; Şeytan kadına der ki; Benim kuvvetimin,yani ordumun yarısı senden meydana gelir. Sen hedefi bulan bir oksun. Benim mahrem yerim, ihtiyacım olduğu zaman (insanları kandırmaya göndereceğim) elçim sensin.

Şeytanın askerlerinin yarısı öfkeden, diğer yarısı da şehvetten hasıl olur. Şehvetlerin içinde en şiddetli olanı ve insanı kolayca mahvedeni kadın tutkusu ve şehvetidir.

Varını yoğunu kadınlara harcayanlar; dinini de dünyasını da, ahiretini de kaybeder. Onun bütün işi gücü kadın peşinde koşmaktır.Aklı fikri budur. Başka bir şey düşünemez.

Şehvetin çokluğu sahibini sapıklıklara götürür ki, bu hayvanlık derecesini bile aşan bir gafillik ve ahmaklıktır. Hastalıkların en kötüsü, aşk hastalığıdır. Zira aşık olanın fikrine göre, kendisini tatmin edecek olan şey ancak muşuku yani aşık olduğu kimsedir.

Aşk boş kalbin işidir. Ona kapılmamak için harama bakmaktan, düşünmekten kaçınmak lazımdır.

Kaynak: İmam Gazali / el-İhya / C:3 / bkz: 283-286

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.