!-- Petal Search Webmasteer -->
Bunları şöyle açıklayabiliriz
Herhangi bir şeye teşvik veya herhangi bir şeyden korku insanı saadete ulaştırır. Bu da daha önce zevkine ermek veya acısını tatmakla olur. Zevki bilinmeyen şeye fazla rağbet edilmez.
İnsan bu şehvetine meşru daire içinde hakim olup onu normal durumda tutmazsa hem dünyada hem de ahirette perişan olur.
«Ey Rabbim güç getiremeyeceğimiz şeyleri bize yükleme» ayeti celilesinin yorumunda, güç yetiremeyeceğimiz şeyin aşırı şehvet olduğunu söylemişlerdir.
Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki: «Allah’ım, gözümün, kulağımın, edep yerimin ve meninim şerrinden sana sığınırım.(1) »
Bir büyüğümüze göre şeytan kadına şöyle der :«Benim kuvvetimin yarısı senden meydana gelmiştir. Sen tam hedefe varan ok gibisin. Benim mahrem yerim ve ihtiyaç anında elçim sensin.»
Şeytanın ordusunun yarısı öfke ve kin, diğer yansı da şehvettir. Şehvetlerin en büyüğü kadın şehvetidir.
Bu şehvetin aşırı tarafı aklı yener, insanın tüm düşünce ve yakınlığını kadınlara sarf ettirir. Bu derecede şehvetinin esiri olanlar ahiret yolunu kaybeder, dinlerini unuturlar. Bu gibi kimseler için evlilik kutsallığını yitirir. Artık fahişeler peşinde koşmaktan başka bir şey düşünmezler.
Bu aşırı şehvet bazılarını çok kötü iki yola sevk eder
Kaynak: Turan Yazılım – Mürşit 5 – Evlilik Hayatı Ve Mahremiyetleri
(1) S. Tirmîzi, K. De’âvat. An: 3487.