Cin Süresi Muhammed Gazali Tefsiri

Cin Süresi Muhammed Gazali Tefsiri
5 Temmuz 2021 07:00
0

Cin Süresinde, Hrıstiyanlar’ın Mesih’i nasıl Allah’ın oğlu ve O’nunla birlikte ilah yaptıklarına ve inançlarının doğasına gönderme vardır

Cin Süresinde, Hrıstiyanlar’ın Mesih’i nasıl Allah’ın oğlu ve O’nunla birlikte ilah yaptıklarına ve inançlarının doğasına gönderme vardır. Bu söylemler, yeryüzünün değişik bölgelerinde yaygınlık kazanmış ve nesiller bu söylemlerle dünyaya gelmişlerdir.

Ne zaman ki Kur’an gelmiş, Allah’ın tek olduğunu, çocuklarının olmadığını vurgulayarak bunları şiddetli bir şekilde reddetmiştir. Hristiyanlara göre onların inancı; cinlere tebliğ edilmiş, bu yüzden Hristiyanlar, cinlere bağlanmış ve onların yeryüzünde dolaştıklarına inanmışlardır. Oysa bu durum şu ayetlerle çelişmektedir:

Cin Süresi 1-2. Ayet Meali: ‘De ki: Bana şu vahyolundu: Cinlerden bir topluluk beni dinlediler ve dediler ki: Gerçekten biz hayrete düşüren bir Kur’an dinledik. O doğruya götürüyor. Bundan ötürü biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir kimseyi asla ortak koşmayacağız 

Cinlere tabi olanlar, onlardan ayrılmaya ve bu inancın yanlış olduğunu anlamaya başladılar. Bu inanç, onları Allah’ın kendisinden çocuk olmayan eş edinmesine götürdü.

Cin Süresi 3-4. Ayet Meali: ‘Doğrusu Rabbimizin şanı yücedir. O kendisine ne bir eş, ne de bir çocuk edinmiştir’. ‘Kendilerine tebliğ edilen bu şeylerin vehmin derinliklerindeki şeyler olduğunu söylüyorlar. Meğer bizim beyinsiz (İblis veya cinlerin kafirleri), Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş

Ardından bir kimsenin Allah karşısında yalan söyleme düşüncelerine dair bu yaygın olan kabuldeki gafilliklerinden ötürü mazeretlerini sunuyorlar:

Cin Süresi 5-6. Ayet Meali:‘ Doğrusu biz insanların da cinlerin de Allah’a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık. Bir gerçek de şudur ki: İnsanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı. Bununla da onların azgınlıklarını arttırırlardı 

Herkes, gök kapılarının kapalı olduğunu, bu yüzden vahiy getiren meleğin inmeyeceğini, sahih imanı aslına döndürmek ve Allah’ın birliğinden ve bütün melekut içindeki otoritesinden önceki elçilerin tebliğ ettiğini destekleyecek başka bir risaleti beşerin yüklenmeyeceğini sanmaktadır.
Fakat Allah, Araplar’dan son peygamberini göndermiş ve Allah’ın ne bir çocuğu ne de bir babası olmadığını ilan ederek risaletini her yere ulaştırmıştır. Bu risalet yanlış yapanlar için sürprizdir.

Cin Süresi 7. Ayet Meali: Onlar da sizin sandığınız gibi Allah’ın hiçbir kimseyi asla diriltmeyeceğini sanmışlardı 

Yanlış, ta başta, devletin şiddete başvurup korumak ve eğitmek için binalar yapınca gölgesini gönüllere bırakması ve konumunu uzun sürede yerleştirmesi esnasında yapıldı. Roma sömürgesi teslis inancını yaydı. İsteyerek ya da istemeyerek bunu yavaşça yerleştirmeyi başardı. Şayet Muhammed, gönderildiği hak ile zırhlanmasa, can ve malı ortaya koymasaydı Roma bunu ustaca yerine getirebilirdi.

Buralarda ve oralarda kitabı yüklenen ve kulakları çınlatan davetçiler olmasaydı cinler, Allah’ın tek olduğunu, çocuğu ve babası olmadığını nereden bileceklerdi?

Cinler, evrende olan değişiklikleri ve inen vahyin hiçbir eksik bırakılmayacak şekilde korunduğunu anladılar

Cin Süresi 8-9. Ayet Meali: ‘Gerçekten biz göğe doğru yükselmek istedik de onun güçlü bekçilerle ve alevli ateşlerle doldurulmuş olduğunu gördük. Halbuki gerçekten biz dinlemek için bir yer bulup oturuyor idik. Şimdi ise kim dinlese, kendisini bekleyen alevli bir ateş buluyoruz 

İşin ilginç olanı, Kur’an’ın semadan inişine eşlik eden bekçiler, O’nun yeryüzündeki seyrinde de bırakmamışlardır. Harf harf, ses ses, O’nun korunması ezbere dönüşmüştür. Cinler, ikna olarak ve tasdik ederek İslam’a inanmışlardır.

Cin Süresi 13. Ayet Meali: ‘Gerçekten biz hidayeti işittiğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse o (ecrinin) eksiltilmesinden de, kendisine zulmedilmesinden de korkmaz

Birçok sayıda cinin, hak için kayıtları koparıp sadece ona bağlandıkları bir gerçek

Cin Süresi 14-15. Ayet Meali: ‘Bunda şaşılacak bir şey yok. Ademoğulları da böyle yapmamış mı? Ve biz, bizden de Müslümanlar var, hak yolundan sapanlar da var. Kim Müslüman olursa, işte onlar doğru yolu aramışlardır. Yoldan sapanlar da cehenneme odun olmuşlardır 

Biri bana ‘Cinlerden hiçbir kimseyi tanıyor musun? diye sormuştu. Onun asıl niyetini anladım ve dedim ki: Onlardan hiç kimseyi görmedim’.

Bunun üzerine dedi ki: Görmediğin şeyi nasıl doğruluyorsun?

Dedim ki: Her var olan gözükmez. Çok küçük olduğu için mikroplar ve çok uzak olduğu için yıldızlar gözükmez. Kur’an bunu cinler hakkında, şöyle ifade ederek belirtiyor: ‘Çünkü o ve onun kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler (A’raf 27)’

Evrenin beşer dışında uzaklıklarının ışık yıllarıyla ölçülmesi mümkün değildir.

Bir kitabımda dedim ki: Bin katlı bir saray yapan biri, diğer katları havalansın diye bırakarak sadece birinci katta oturmaz. Onu niçin yapsın?

Süre burada üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir gerçeği belirtiyor. Şüphesiz Marifetullah yetmez. Zorlukta ve darlıkta her zaman O’nun haklarının yerine getirilmesi gerekir.

Bir kısım insanlar, Allah’a bağlanıyor ve O’nun nimetlerinden yararlanıyorlar. Ancak onlar kendilerini Allah’tan ayırarak sadece nefisleri için yaşıyorlar. Bu sınıfın genelini böyle gördüm. Yeryüzünde küfrün yayılışı, kendisinden esinlendikleri kavimlerin gidişatlarına ondan soyutlanmayışlarına bağlıdır. Bunlar hakkında Allah şöyle buyuruyor:

Cin Süresi 16-17. Ayet Meali: Şayet yolda doğru gitselerdi onlara bol su verirdik (rızıklarını bollaştırırdık(. Ki onları onunla imtihan edelim. Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse (Rabbi) onu alt eden bir azaba sokar

Asıl yerine kınama, Allah’ın sana verdiğini aleyhinde kullanmaktır.

Bu sürenin sonlarında risalet sahibinin tebliği yerine getirdiğine ve Allah’ı diğer ilahlardan soyutladığına tanıklık edilmektedir.

Cin Süresi 20-21-22. Ayet Meali:De ki: Ben ancak Rabbime yalvarırım ve hiç kimseyi O’na ortak koşmam. De ki: Ben size ne zarar ne de fayda verme gücüne sahip değilim. De ki: (Allah bana bir kötülük dilerse) beni Allah’tan başka kimse kurtaramaz ve O’ndan başka sığınacak kimse de bulamam

Şimdi günümüzde bir grup din adamı, kendilerinin hata yapanları bağışlatacaklarına ve ölümsüz yurdun anahtarlarının kendi ellerinde olduğuna inanıyorlar. Bu inanışları Allah’ı bilmemenin ve O’nunla kötü ilişkiye girmelerinin yegane meyvesidir. Peygamberlerin sonuncısı olan Muhammed’e gelince, O’nun için başka bir durum söz konusudur.

Cin Süresi 25-26. Ayet Meali: De ki: Size vadedilen şey yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır bilmiyorum. O gaybı bilendir. Kendi görünmez bilgisini kimseye göstermez

O, şirk ve hyrafe ile savaşan, bütün dünyaya tevhid inancını bırakan ve kendisine uyanları gece gündüz, doğuda ve batıda enine boyuna ‘Allah uludur, Allah uludur, Allah’tan başka ilah yoktur nidalarını söylemeye ayıran, tek olan Allah’ın kuludur

Kaynak: Muhammed Gazali / Kur’an’ın Konulu Tefsiri / bkz: 785-789

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.