Yüce Allah, hükmündeki adalet ve dengesinden bahsederek herhangi bir kimseye verdiği bir nimete ancak işlediği bir günah sebebiyle değişiklikte bulunacağını ifade ediyor Nitekim yüce Allah başka bir ayette
‘Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez (Ra’d’11)’ buyurmaktadır (1)”
O insanın önünde ve ardında devamlı süratle nöbetleşerek görevlendirilen melekler vardır. Bunlar, Allah’ın emrinden ötürü, onu koruyup kollarlar. Bir toplum kendinde olan durumu değiştirmedikçe, hiç şüphe yok ki, Allah da o toplumda olan hali değiştirmez (2)”
Allah Resulü (s.a.v) buyuruyor ki: Kişi düştüğü bir günahtan dolayı kendisine gelecek rızıktan mahrum edilir. Nitekim yüce Allah “Başınıza gelen her musibet, işlediğiniz günahlar sebebiyledir (3)” şeklinde buyurmaktadır.
Rüzgar eken fırtına biçer ve keser döner sap döner gün gelir devran döner ve ne ekersen onu biçersin cümleleri aslında insanın düşünmesi gereken hususlardır.
Nitekim yüce Allah “Allah’ın buyruklarını umursamayan şu insanların kendi tercihleri ile yaptıkları işler yüzünden karada ve denizde (bütün dünyada) bozukluk ortaya çıktı, nizam bozuldu. Doğru yola ve isabetli tutuma dönme fırsatı vermek için, Allah, yaptıklarının bazı kötü neticelerini onlara tattırır (4)” ve bir başka ayet-i celile de ise
“Eğer Allah insanları işledikleri günahlar yüzünden cezalandıracak olsaydı, dünyada tek bir insan bile bırakmazdı; ama Allah onların cezasını belirlenmiş bir vadeye kadar erteler. O vadeleri geldiği vakit hükmünü yerine getirip onları cezalandırır. Çünkü Allah kullarını tamamen görmektedir (5)” şeklinde buyurmaktadır.
Görüldüğü üzere bazen yaptıklarınızın karşılığını hemen görürken bazense belirli bir güne ertelenmiştir ve Rabbin devamla bir başka ayet-i celile de yaptıklarının yanına kar kaldığını yada kalacağını sanarak başına hiçbir bela ve musibet gelmeksizin güllük gülistanlık içinde yaşayanlar için
“Şer planları hazırlayanlar, emin mi oldular: Allah’ın kendilerini yerin dibine geçirmesinden yahut hiç ummadıkları bir yerden azabın gelmesinden (6)”.
İşte o “İnkar edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak günahlarını arttırmaları için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır (7)”
Rabbin devamla buyuruyor ki; “Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye layıktır (8)” ve “(Resulüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha öncekilerin akıbetleri nice oldu, görün. Onların çoğu müşrik idi (9)” ve “İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler (10)”.
Unutmayın ki “Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler (11)”. Nitekim bir başka ayet-i celile de bunu teyit eder mahiyette yüce Allah
“Kim O’nun huzuruna bir iyilikle gelirse, ona daha hayırlı bir mükafat vardır. Üstelik onlar o kıyamet gününün dehşetinden emin olacaklardır. Kim de kötü işlerle gelirse, onlar da yüzü koyun ateşe yuvarlanırlar. Siz işlediklerinizin karşılığından başka bir şey mi bulacaktınız? (12)” şeklinde buyurmaktadır ve önünüzde karşınıza çıkacak ve karşılaşacağınız hadiselere dikkat çekerek kullarını uyarmaktadır.
“İşte o gün insan der: “Var mı kaçacak mekan?. Hayır, sığınacak hiçbir yer yoktur. O gün varılacak yer ancak Rabbinin huzurudur!. O gün insana yaptığı her türlü iyilik ve fenalık ile; yapmadığı her türlü iyilik ve fenalık tek tek bildirilir. Ona göre karşılığını alır. Artık insan, kendisi hakkında şahit olur. Türlü türlü mazeretler öne sürse de (13)”
“Herkes, yaptığı işlerin rehini ve esiri olacaktır (14)”
(1-İbn Kesir / İbn Kesir Tefsiri –Tefsiru’l Kur’an’il Azim– / C:5 / bkz: 72) (2-Rad Süresi 11) (3-Şura Süresi 30) (4-Rum Süresi 41) (5-Fatır Süresi 45) (6-Nahl Süresi 45) (7-Al’i İmran Süresi 178) (8-Lokman Süresi 12) (9-Rum Süresi 42) (10-Rum Süresi 41) (11-Kasas Süresi 84) (12-Neml Süresi 89-90) (13-Kıyame Süresi 10-15) (14-Müddessir Süresi 38)