Bunun yerine komşular veya yakınlarının, cenaze sahiplerine ve gelen misafirlere ikramda bulunmaları sünnettir. Cenaze sahiplerinin mezarlıkta veya evde; Helva, ekmek gibi şeyler dağıtmalarının dini bir dayanağı yoktur. Dini bir gereklilik olarak görmeden yapılmasında bir sakınca olmayacağı söylenebilirse de, bu tür uygulamaların kısa süre sonra cenazeyle ilgili bir dini hüküm olarak...
Ben ilim insanı değilim fakat fetva verirken de kaynakları çoğaltıp açık kaynak verin. Aksi taktirde fetva vermeyin, insanları dinden soğutuyorsunuz cahilliğinizle. Yukarıdaki soruya: “Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; açık fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda birçok hayırlar yaratacak olabilir.” (Nisa 4/19)
Tabi bunda şunu da hatırlatmak gerekir. Kadının gerçekten zina edip etmediği. Bu ayeti kerimede “Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; açık fuhuş yapmış olurlarsa o başka. ” belki bu konuya açıklık getirmek için önce bunun nasıl çözülebileceğini söyleyebilirler Alimler. Örneğin bir yerde de şunu okudum açıkcası mantıklı bir fetva;
Bekâret, bazen düşme bazen aşırı adet sancısı ve Allah muhafaza bazen zinadan veya kadının kendisiyle oynaşmasından dolayı bozulabiliyor. Bayanlarda kızlık zarı (himen), bazen de doğuştan olmayabiliyor. Zina dışındaki durumlardan dolayı bekâreti bozulan kadın, bu durumu uygun bir dille sonradan eşine izah eder. Erkek inanmazsa kıza yemin ettirilir ve ettiği yemin doğrulanır.
Fıkıh kitaplarında görüşme esnasında erkeğin, evleneceği kızın bakire olup olmadığını sormasının mekruh olduğu geçmektedir. Zira bu durum; çeşitli sebeplerden dolayı bekâretini yitiren kızların mağdur olmasına sebebiyet verebilir.
Erkek, görüşme sırasında kızın bakire olmasını şart koşar da zifaf gecesi, yaptığı zina nedeniyle kadının bakire olmadığı anlaşılırsa nikâhı feshedebilir. Eğer böyle bir şart söz konusu değilse feshetme değil de talakla eşini boşayabilir. Bu durum cinsi münasebetten önce, kızın itirafıyla gerçekleşmişse mehir geri iade edilir. Yok, eğer birleşmeyle anlaşılmışsa bakılır; eğer kız, erkeği kandırmışsa mehir geri verilir. Kız değil de, kızın ailesi erkeği kandırmışsa mehir kıza verilir. Erkek ise kendisini kandıranlardan mehri talep eder (İbn Kayyim El Cevzî, Zâdu’l Meâd Fî Hedyi Hayri’l İbâd, V, 167-168). Cinsi münasebet gerçekleştikten sonra kadın -yukarıda zikredilen gayri meşru fiilleri işleyen biri olsa dahi- mehri hak eder.
Ben bütün yazılarım da kaynak belirtiyorum kaldı ki bildiğim kadarı ile diyanetin fetvası da bu yönde diye biliyorum. Kaynaklara gelince bütün kaynakları elimde bulunduramiyorum doğal olarak ancak hakaret etmek yerine daha uygun ve güzel.bir uslub ile bildiğiniz bir bilgi varsa Kaynak belirtebiliyorsaniz eğer bunu paylaşabilirsiniz ve bende bundan dolayı size teşekkür ederim ama etik olmayan kelimeler kullanmanız kırıcı oluyor
Selam ve dua ile
Kırdıysam öncelikle sizden özür diliyorum hakkınızı helal edin o benim cahilliğimden lütfen o yorumumu düzeltin ben düzeltemiyorum malesef, fakat FETVA işi okadar ciddi ve zor bir mevzudur ki siz benden daha iyi bilirsiniz. Bir yanlış fetvada tüm günahı ve vebali o fetvayı veren kişi almış olur. Ve şu zamanda fetva verebilecek alim parmakla sayılıdır. O yüzden size kardeşiniz olarak tavsiyem elinizden geldiğince kaynaklarınızı çok tutmanızdır birden fazla kaynak vermenizdir. Bazen bir konu hakkında tek bir kaynak yeterli olmayabiliyor yada yanlış anlaşılabiliyor.
Elimdeki imkanları en iyi şekilde değerlendiriyorum ama bir insan aynı anda her şeyi elinde bulunduramaz takdir edersiniz ki. Açıklayıcı bilginiz için de teşekkür ederim