Bakara Süresi 7. Ayetin Tefsiri: Şeytana itaatlerinden dolayı, şeytan onlar üzerinde hakimiyet kurmuştur. Bunun üzerine de Allah kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş gözlerine perde germiştir. Artık hidayet adına hiçbir şeyi göremez, işitemez, anlayamaz ve idrak edemezler.
İbn Cüreyc, Mücahid’den şöyle nakleder:
Kalbin perdelenmesi (ran) mühürlenmesinden (tab) daha ehvendir. Kalbe kilit vurulması (ikfal) ise hepsinden daha kötüdür. Ameş der ki: Mücahid bize elini gösterdi ve ‘O zatlar (sahabe, tabiin) kalbi, bu el gibi düşünürlerdi. Kul bir günah işlediğinde serçe parmağı kapanır. Sonra tekrar günah işlediğinde diğer parmağı kapanır. Sonra her günah işlediğinde bu parmakların hepsi kapanır. Sonra da bir mühürle mühürlenir.
İmam Kurtubi der ki: Ümmet, Allah’ın (c.c) küfürlerinin cezası olarak kafirlerin kalplerini mühürlediği ve damga vurduğu hususunda icma etmiştir. Nitekim Allah (c.c) başka bir ayette ‘Tam aksine küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur (Nisa 155)’ buyurmuştur.
Resulüllah (s.a.v): Mü’min bir günah işlediğinde kalbinde siyah bir nokta oluşur. Tövbe eder, onu bırakır ve kendisine kızarsa kalbi cilalanır. Günahlarını artırırsa siyah noktalar artar ve sonunda kalbinin üzerini kaplar. İşte Allah’ın ‘Hayır! Bilakis işlemekte oldukları şeyler onların kalplerinin üzerini (bir pas gibi) kaplamıştır (Mutaffifin 14)’ buyruğunda anlatılan şey budur
Taberi şöyle der: Görüldüğü gibi Hz Peygamber (s.a.v) günahlar kalbe peş peşe geldiğinde onu kapatacağını, kapattığında da Allah (c.c) tarafından mühürlenme ve damgalanma geleceğini haber vermiştir. Kalp kapanınca da oraya ne iman girecek yol bulabilir, ne de küfür çıkıp kurtulabilir. İşte Allah (c.c)’ın “Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir” ayetinde bahsettiği mühürleme ve damgalama budur.
Bakara Süresi 8.Ayet: İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde ‘Allah’a ve ahiret gününe inandık’ derler
Bakara Süresi 8. Ayetin Tefsiri: Bakara Süresi 8.Ayet Tefsiri: Bu mübarek ayetler, bir kısım insanların da münafıkça hareketlerde bulunduklarını, bu yüzden pek fazla felaketlere, azaplara maruz kalacaklarını bildirmektedir.
Binaenaleyh bütün insanlar, itikat, amel, ruhi durum itibariyle başlıca üç kısma ayrılmaktadırlar. Şöyle ki: insanların bir kısmı samimi surette mümin olan zatlardır.
Onların kalpleri, lisanları birdir. Hak ve hakikate doğruca inanırlar, bunu itirafta bulunurlar. İşte hakiki mümin bunlardır, insanların bir kısmı da aâfirdirler. İlahi dininin hükümlerini kabul etmezler, kendi yanlış inançlarını açığa vururlar, kendi bozuk inançları içerisinde yürür dururlar. Bunların bu davranışları meydanda olduğu için kendilerine karşı vaziyet almak müminler için kolay olur. insanların bir kısmı ise münafıklardır.
Bunlar kalplerinde olanı lisanlarıyla açığa vurmazlar. Bilakis bunu saklar, kendilerini görünüşte mümin gösterirler, ehli imanı aldatmak isterler. Artık bu tür şahıslara karşı hakiki müminlerin pek uyanık bulunmaları lazımdır.
İşte Cenab-ı Hak bunların bu münafıkça tutumlarını şöyle beyan buyuruyor: (İnsanların bir takımı da) dinsizliklerini gözlemek, müminler! aldatmak için (Biz Allah’a ve ahiret gününe inandık derler.) Müslümanlık iddiasında bulunurlar. (Halbuki onlar inanmış değildirler.) Yalan söylemektedirler.
Bakara Süresi 9.Ayet: Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar yalnız kendilerini aldatırlar da bunun farkında değillerdir.
Bakara Süresi 9. Ayetin Tefsiri: Evet: Münafık olanlar, kendi kanaatlerini gizlerler, Müslümanlara karşı kendilerini Müslüman gösterirler. (Onlar) bu hareketleriyle haşa (Allah Tealayı ve İman etmiş kimseleri) hakiki müminler! (Aldatmak isterler.)
Aldatmak hayaline kapılırlar da bu cehaletlerinin, bu bozuk kanaatlerinin ne kadar yanlış, ne kadar akıl ve fikre aykırı olduğunun farkında bile olamazlar. (Halbuki onlar kendi nefislerinden başkasını aldatamazlar da) gafîl, cahil herifler (Bunun farkında olamazlar) Böyle zelil bir durumda yaşar dururlar.
Kaynaklar
İbn Kesir / Tefsiru’l Kur’an’il Azim (İbn Kesir Tefsiri) / C:1 / bkz: 223-224
Turan Yazılım / Mürşit 5 / Kur’an / Tefsir / Bilmen