DOLAR
19,0147
EURO
20,2700
ALTIN
1.216,37
BIST
5.136,44
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
13°C
İstanbul
13°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
15°C
Salı Çok Bulutlu
12°C
Çarşamba Az Bulutlu
15°C
Perşembe Az Bulutlu
15°C

Bakara Süresi 58-59. ayet Meali ve Tefsiri & İbn Kesir

Bakara Süresi 58-59. ayet Meali ve Tefsiri & İbn Kesir
15 Haziran 2021 12:30
0

Bakara Süresi 58 Ayet Meali: (İsrailoğullarına) Bu kasabaya girin, orada dilediğiniz yerde bol bol yiyin, kapısından eğilerek girin, (girerken) ‘Hıtta’ (Ya Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarınızı bağışlayalım; zira biz, iyi davrananlara (karşılığını) fazlasıyla vereceğiz.

Bakara Süresi 59 Ayet Meali: Fakat zalimler, kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Bunun üzerine biz, itaat dışına çıktıkları için zalimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik.

Bakara Süresi 58-59 Ayet Tefsiri: Allah (c.c) bu ayet-i kerimelerde İsrail oğullarını cihaddan ve Beyt-i Makdis’e girmekten yüz çevirmeleri sebebiyle kınıyor. Musa (a.s) ile birlikte Mısır’dan geldiklerinde, atalarından miras olan mukaddes toprağa girmek ve oradaki halkı kafir Amalikalılar ile savaşmakla emrolundular. Fakat İsrailoğulları onlarla savaşmaya yanaşmadılar, gevşeklik gösterdiler ve feryad-ı figan ettiler. Bunun üzerine Allah (c.c) Maide süresinde anlattığı gibi-ceza olarak onları çöle savurdu. Nitekim Allah (c.c)) Musa (a.s)’ın kavmine şöyle dediğini haber vermektedir: Ey kavmim! Allah’ın size (vatan olarak) yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybederek dönmüş olursunuz (1).

Bir adam İbn Abbas (r.a)’a ‘Hıtta deyin’ ayetinin manasını sordu. İbn Abbas (r.a) adını zikrettiği bu adama şu cevabı gönderdi: Yani günahınızı itiraf edin

‘Ki, sizin hatalarınızı bağışlayalım. Zira biz, iyi davrananlara (karşılığını) fazlasıyla vereceğiz’. Bu öncesindeki emrin cevabıdır (sonucunu bildirir). Yani siz; emrettiğimizi yaparsanız, biz de günahlarınızı bağışlar ve mükafatınızı kat kat fazla veririz.

Özetle onlara; Beyt-i Makdis’in fethi esnasında söz ve fiilleriyle Allah’a karşı büyük bir tevazu göstermeleri, günahlarını itiraf edip onlardan dolayı bağışlanma dilemeleri, Allah’a şükretmeleri ve O’nun (c.c) sevdiği amellere koşmaları emredilmiştir. Nitekim Allah (c.c) başka bir yerde; ‘Allah’ın yardımı ve zaferi geldiği ve insanların bölük bölük Allah’ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit Rabbine hamd ederek Onu tesbih et ve Ondan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir (2)’ buyurmuştur.

Bazı sahabiler bu süreyi fetih ve zafer esnasında çok zikir ve istiğfar etmekle tefsir etmişlerdir. İbn Abbas (r.a) ise bunu Resulüllah (s.a.v)’in ecelinin yaklaştığının haberi olarak yorumlamış, Hz Ömer (r.a) da onu onaylamıştır. Fetih esnasında bunları yapmakla emrolunmuş olmak ile mübarek ruhunun kabzolunacağı haberinin verilmiş olması arasında bir çelişki yoktur. Onun için zafer kazanıldığında Resulüllah (s.a.v)’in tevazusu çok belli olurdu.

Nitekim rivayet edildiğine göre Mekke’nin fethinde Mekke’ye yüksek tepeden inerken, fethi nasip etmesine şükründen Rabbine karşı o kadar mütevazi, huşu içinde ve boynu bükük idi ki, sakalı neredeyse bineğinin eğerine değecekti. Sonra Mekke’ye girince gusledip sekiz rekat namaz kıldı. Vakit kuşluk vaktiydi ve bazıları bunun kuşluk namazı olduğunu söylediler. Bazıları ise fetih namazı olduğunu, dolayısıyla bir beldeyi fethettiğinde sultan veya emirin oraya ilk girdiğinde sekiz rekat namaz kılmasının müstehap olduğunu söylediler.

Nitekim Sa’d b. Ebi Vakkas (r.a) (İran’da) Kisra’nın sarayına girdiğinde sekiz rekat namaz kılmıştır. Sahih görüşe göre iki rekatta bir selam verir. Hepsinin bir selamla kılınacağı söylenmiştir.

Resulüllah (s.a.v): Allah (c.c) İsrail oğullarına kapısından eğilerek girin (girerken) Hıtta (Ya Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarınızı bağışlayalım diye emretti. Onlar ise bunu değiştirip şehre kıçları üzerinde sekerek ve habbe fi şeara; dane kıl çuvalda diyerek girdiler.

Süfyan-ı Sevri, Berra’dan şöyle rivayet etmiştir: ‘İnsanlardan bir kısım beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler (3)’ ayetinde bahsedilenler Yahudilerdir. Onlara ‘Şehrin kapısından secde ederek girin’ yani eğilerek girin, girerken Hıttatun yani bağışlanma (nı dileriz Allah’ım) deyin dendi. Onlarsa kıçları üzerine sekerek ve içinde bir arpa bulunan kırmızı bir buğday diyerek girdiler. Allah’ın (c.c): ‘Fakat zalimler kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler buyruğu, işte bunu anlatmaktadır.

Müfessirlerin zikrettikleri ile hadislerdeki sözün akışından anlaşılanların özeti şudur; Onlar Allah’ın (c.c) kendilerine emrettiği ‘söz ve hareketlerinde mütevazi ve alçak gönüllü olmaları’ emrini değiştirdiler. Secde halinde girmeleri emredilmişken başlarını kaldırıp kıçları üzerinde emekleyerek girdiler. Onlara ‘Günahlarımızı, hatalarımızı affet’ demeleri emredilmişken onlar alay ederek ‘arpada buğday danesi’ dediler. Bu ise emre muhalefetin ve inatçılığın zirvesidir.

O yüzden de Allah (c.c) fıskları, yani kendisine itaatten ayrılmaları sebebiyle onlara bela ve azabını indirmiştir. Onun için Allah (c.c) ‘Bunun üzerine biz, itaat dışına çıktıkları için zalimlerin üzerine gökten acı bir azap indirdik’ buyurmuştur.

Kaynak: İbn Kesir / İbn Kesir Tefsiri –Tefsiru’l Kur’an’il Azim / C:1 / bkz: 353-357

(1-Maide 21) (2-Nasr 1-3) (3-Bakara 142)

ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.