DOLAR
27,0539
EURO
28,8245
ALTIN
1.675,34
BIST
7.717,80
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
29°C
İstanbul
29°C
Açık
Cuma Açık
31°C
Cumartesi Az Bulutlu
27°C
Pazar Az Bulutlu
26°C
Pazartesi Az Bulutlu
25°C

Bakara Süresi 48-52 arası Ayetlerin Meali ve Tefsiri & Geylani

7 Eylül 2023 00:59
7
Bakara Süresi 48-52 arası Ayetlerin Meali ve Tefsiri & Geylani

Öyle bir günden sakının ki, hesaba çekilip yaptıklarınızın karşılığını göreceğiniz o günden korkun ki, o gün ister itaatkar olsun isterse asi olsun Hiç kimse bir başkasının cezasını çekmeyecek, onun yerine azaba düçar olmayacak. Asi olanlardan Hiç kimsenin şefaati kabul edilmeyecek

Yine asiler için hiçbir şefaatçinin, arkadaşın, ahbabın veya dostun desteği, yardımı, şefaati kabul edilmeyecek. Hiç kimseden şehadet alınmayacak. Süreyi uzatmak için hiç kimsenin şehadeti veya kefilliği geçerli olmayacak. Hiç kimse yardım görmeyecek (1)

Kıyamet günü hiçbir günahkar bir başkasından yardım ve destek alamayacak. O gün her nefis yaptığı ile baş başa kalacaktır, kefili kendi amelleri olacaktır.

Allah Teala İsrail oğullarına nimeti hatırlamayı ve küfrün cezasından kaçınmayı emrettikten sonra, sadece onlara bahşetmiş olduğu nimetlerin ne kadar büyük olduğunu şu şekilde anlatmaya başlamaktadır;

Hani, biz sizi Firavunun taraftarlarından kurtarmıştık. Bu anı hatırlayın. Zira Onlar size azabın en kötüsünü yapıyorlardı. Azap ve eziyetin en ağırı ile sizi perişan ediyorlardı Oğullarınızı öldürüyorlardı. Bunu da sizden geride hiç erkek kalmasın diye yapıyorlardı. Kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı

Bunu da, onlara nikahsız yaklaşarak size utanç vermek için yapıyorlardı ki, dünyada bundan daha büyük bir utanç yoktur. Hatta o zamanda kızların öldürülmesi bir iyilik olarak kabul edilmişti. İşte bunlardan sizin için Rabbinizden büyük bir bela vardı (2)

Yani iyi bilesiniz ki, bu işaret edilen ve sizin başınıza gelen bela ve sıkıntılar sizin için bir sınanma idi. Bunun sebebi sizin, çektiğiniz sıkıntılar karşılığından daha büyük bir nimet görmeniz içindi ki, bu da sizin onların elinden kurtulmanız ve onların yurtlarını istila etmenizdir.

Ve biz sizi türlü türlü sıkıntılar, zorluklar ve üzüntülerle sınandıktan sonra, sizin onların elinden ve azabından kurtulmanızı ve onların bir kerede helak olmalarını diledik. Bundan dolayı size yola çıkmanızı ve düşmanlardan kaçmanızı emrettik.

Geceleyin kaçtınız, fakat sabah olunca karşınıza deniz ve yine düşmanlar çıkmıştı da O zaman denizi sizin için yarmıştık. Deniz aslında bitişik idi. Ama biz sizi onu geçip kurtuluşunuzu sağlamak için denizi ortadan ikiye ayırmıştık. Onların elinden Böylece sizi kurtarmıştık. Sizi salimen karşıya geçirmiştik.

Hemen sizin peşinize düşmüş olan Firavun taraftarlarını da boğmuştuk. Bu da denizin iki tarafını birleştirmek ve denizi önceki haline tekrar döndürmek suretiyle gerçekleştirmişti. O an sizler denizin yarılmasını ve tekrar birleşmesine Baka-kalmıştınız (3)

İşte bu büyük nimetleri nasıl hatırlamaz ve onlardan dolayı şükretmezsiniz. Ve sizi denizden salimen kurtardıktan ve düşmanlarınız denizde bir kerede boğduktan sonra, siz onların topraklarına, memleketlerine ve mallarına varis yaptık.

Yine hatırlayın ki, biz Musa ile kırk geceliğine vaatleşmiştik. Firavunların toprakları İsrail oğulları tarafından ilk istila edildiği yıllarda, memleket idaresinde maharetli olan Musa’ya tavsiye ahitleşme yoluyla bize meyil ve teveccühte aralıksız kırk gün ihlaslı olursan, ihlasa mani meşguliyetlerden tecerrüt etmede kabiliyet kazanırsın.

Zira biz sana iman ve amel mertebesinin her ikisini de cem eden ve zahir ve batına mütealık hikmet, hüküm ve tedbirleri kapsayan bir kitap verdik diye söylemiştik. Sonra onun ardından siz buzağıyı mabud edindiniz.

Musa vaadini yerine getirmek ve ahdini ifa etmek için vaktini geçireceği yere (randevusuna) samimi bir şekilde gidip oradan dönünceye kadar, siz Samiri’nin göstermesiyle, kendi ellerinizle zinet eşyalarınızdan yaptığınız, kendisinden çıkan bir böğürtü sebebiyle sizleri aldatan, sizler için bir bela ve fitne olan buzağıya tapınmaya başladınız.

Allah’ı bırakıp onu ilah edindiniz ve böbürlenip kibirlenerek onun Allah’ın ortağı olduğunu iddia ettiniz. Hatta sizin ve Musa’nın tanrısı işte budur diyerek ilahlığı sadece o buzağıya hasrettiniz.

Kısaca, ahdinizi bozdunuz ve vaadinizden döndünüz.
Sizler zalimsiniz (4). Vaadinizden dönmeniz ve buzağıya tapınmanız sebebiyle, iman ve tevhid sınırlarının dışına çıktınız ve nefsinize zulmettiniz. Bundan Allah’a sığınırız.

Sonra pişman olarak bize döndünüz ve tevbe ettiniz ve biz de O davranışınızdan sonra şükredersiniz diye sizi affettik (5). Hakk’ın nimetlerine şükürde sebat ederseniz, gizlide ve açıkta daimi olarak Allah’a şükredenlerden olursunuz diye;

Yapmış olduğunuz zulmün karşılığı olan kötülükleri sizin üzerinizden, sizi affetmek suretiyle giderdik. Hakk’ın affetmesi, affedilenin yapmış olduğu ve celal ve kahr-ı ilahinin bir eseri olan zulümden sonra cemal ve lütf-i ilahinin bir eseridir

Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C:1 / bkz: 83-86

(1-Bakara Süresi 48) (2-Bakara Süresi 49) (3-Bakara Süresi 50) (4-Bakara Süresi 51) (5-Bakara Süresi 52)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.