Bakara Süresi 267-268. Ayet Meali: Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah mutlak zengindir ve her türlü övgüye layıktır. Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vadeder. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir
Bakara Süresi 267-268. Ayet Tefsiri: Bakara süresinde iman edenlere hitap eden ayet-i kerime içinde üç ayet-i kerime peş peşe infak ile ilgili emirler ihtiva etmektedir. Böylece İslam’ın ihsan kavramını insanlığa yansıtan bu nezih ibadet, adeta ilmek ilmik dokunmaktadır.
Nitekim bu ayetlerden;
“Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah mutlak zengindir ve her türlü övgüye layıktır. Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf va’deder. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir (3)“
Bu mübarek ayetler, kazanç yolarını ve yapılacak mali yardımların ne gibi mallardan yapılacağını bildirmektedir. Dini vazifelerin yerine getirilmesine mani olacak şeytan tabiatlı kimselerin aldatmalarına bakılmamasına işaret etmektedir.
Şöyle ki ;
Ey Allah Teala’yı tasdik ile onun dini hükümlerini kabul eden Müsümanlar.
Biliniz ki, Allah sizin infakınızdan müstağnidir Sizi infakla mükellef kılması, kendi iyiliğiniz içindir ve Hak Teala mahlukatı için pek büyük nimetleri ihsan buyurmuştur. Her vechile hamd ve şükretmeye layıktır
O size kendi katından bir mağfiret, bir lütuf ve kerem vaad eder. Yapacağınız harcamadan dolayı Cenab-ı Hakk’ın af ve mağfiretine, lütuf ve keremine nail olacaksınız. O harcayacağınız mal, mükafatsız kalmayacak ve ondan dolayı fakir düşmeyeceksiniz.
Allah Teala’nın lütuf ve keremi boldur ve o her şeyi hakkıyla bilendir. Yaptığınıx harcama ve diğer şeyler ona tamamen malumdur. Artık şeytanın vesvesesine kapılmayınız, üzerinize düşen mali, bedeni vazifeleri ifaya çalışınız ki, Yüce Rabbinizin affını, lütuf ve ihsanını elde edesiniz.,
Şu halde;
Ey iman edenler; kazandıklarınızın helalinden infakta bulununuz. Nitekim
Fazilet erbabından birisi “tayyib” kelimesinin helal değil iyi ve güzel şeklinde tefsir edildiğini söylemiştir. Çünkü zaten infak ediniz emrinden harcanacak şeyin helal olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Haram maldan infak edilmesi emredilmez.
Aynı şekilde daha sonra gelen “kötü ve değersiz şeyleri vererek hayra kalkışmayın” kısmıda ayetin manasının “kazandıklarınızdan hoşa gidecekleri verin’ şeklinde olduğuna delalet eder
Bu ayet-i kerimede, caiz olmadığı halde kötü ve değersiz şeyleri infak edenler kınanmış olmaktadır. Nitekim İbn Abbas (r.a)’dan rivayet edildiğine göre, bazı insanlar hurmanın kötüsünü veriyorlardı. Bu ayetin nüzulü ile öyle yapmaktan nehyolunmuşlardır
Halbuki siz hiçbir şekilde adi ve değersiz şeyleri almak istemezsiniz, ancak görmezden gelerek alabilirsiniz. Mesela alacaklı olduğunuz biri, ona verdiğiniz iyi şey mukabilinde daha adi bir şey getirse, onu kabul etmezsiniz. Ancak ona çok ihtiyacınız varsa veyahut da almadığınız takdirde hakkınız yok olacaksa o zaman zoraki alırsınız.
Biliniz ki;
Ayetin muhatapları, Allah’ın, yaptıkları infaktan gani olduğunu pekala bilmekteydiler Böyle olduğu halde, Allah’ın bunu tekrar getirmesi, kötü ve değersiz şeyleri veren kimseleri azarlamak içindir.
Aynı zamanda böyle davranmanın kulun kendi durumunu bilmemekten kaynaklandığını hatırlatmak içindir. Bir kimse, ancak diğer birinin kendisine veya vereceği şeye muhtaç, hatta muztar olduğuna inandığı takdirde böyle düşük ve değersiz şeyleri verir. Allah Hamid’dir. Kullarına verdiği büyük nimetler dolayısıyla hamde layıktır.
Denilmiştir ki;
Sadaka veren kimse, çiftçiye benzer sahip olduğu araziden fevkalade iyi mahsul elde edeceğine inanan çiftçi, ziraata gereken ehemmiyeti verir ve tohumun da en iyisini tarlaya eker. Çünkü o mahsulün iyi ve bol olması için tohumun ne kadar mühim olduğunu pekala bilir
Aynı şekilde, tasatdukta bulunan kişinin Allah’a, ahiret gününe imanı arttıkça malın iyisinden bolca sadaka verir. Çünkü o, bilmektedir ki
“Allah zerre miktarı zulmetmez, yapılan tek bir iyilik de olsa, onu kat kat artırır ve yapana katından büyük bir ecir verir (5)“
Eğer kul, Allah rızası için tasatduk edeceği şeyi yanındaki malın en güzelinden verirse, Allah da onu en güzel şekilde mükafatlandirir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur
“İyiliğin mükafatı iyilik değil midir? (6)“
Kaynak: Cafer Durmuş / Ey İman Edenler / bkz: 287-291
(1-Bakara Süresi 254) (2-Bakara Süresi 264) (3-Bakara Süresi 267-268) (4-Al-i İmran Süresi 92) (4-Al-i imran Süresi 92) (5-Nisa Süresi 40) (6-Rahman Süresi 60)