İnsan en değerli varlıktır. Sözlerin en güzeli ve doğrusu olan Kur’an-ı Kerim’de “And olsun, biz insanı şerefli kıldık (1)” ayeti ile bu gerçeğe vurgu yapılmıştır. Öte yandan kainattaki hemen hemen her şey, insan için yaratılmıştır ve onun emrine verilmiştir.
Kur’an-ı Kerim de; ‘Allah’ın göklerde ve yerde olanları hizmetinize vermiş olduğu; gizli veya aşikar üzerinizde olan nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? (2)’ buyrularak bu husus açıkça ifade edilmiştir.
İnsanın kainattaki yerini ve değerini ortaya koyan ve benzeri ilahi mesajlar, aynı zamanda onun hayat hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini de ifade eder. Nitekim haksız yere bir insanı öldürmenin günahı, bütün insanları öldürmenin günahına; bir insanın yaşamasına vesile olmanın sevabı bütün insanların yaşamasına vesile olmanın sevabına denk olduğunu bildirmiştir. İnsan hayatının saygınlığı hiç bundan daha güzel ifade edilebilir mi?
Değerli Mü’minler!
İslam dinin temel amaçlarından biri, canı korumaktır. Bu hususta birçok emir ve yasaklar vardır. Müslüman olmak bir anlamda insan hayatını güvence altına almak demektir. Bunu bilen ve buna inanan kişilerin, insan hayatına saygı göstermemeleri mümkün müdür? Böyle insanlardan oluşan toplumlar, huzur ve güven içerisinde olmazlar mı? Hayatın haz ve lezzeti vicdanlarda hissedilmez mi?
Aziz Cemaat!
Kur’an-ı Kerim hayattan “can” diye söz etmiş, canlar arasıonda saygınlık bakımından ayrım yapmamıştır. Genimiz genel anlamda eza, cefa, işkence ve zulmü de canı korumak için yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim de, “Allah, zalimleri sevmez (3), Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür (4)” buyrularak zalimlerin yüce Allah’ın sevgisine mazhar olamayacakları, sonlarının kötü olacağı haber verilmiştir.
Değerli Mü’minler!
O kul hakkını helal etmediği sürece Allah o kimseyi bağışlamaz. Mümin asla cana kıymaz. Nitekim Kur’an-ı Kerimde, “Müminler, Allah ile birlikte başka bir ilaha kulluk etmeyen, haksız yere Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar (5)” buyrulmuştur.
Peygamberimiz (s.a.s), “helak edici yedi büyük günahtan sakının” buyurmuş, “nedir onlar ey Allah’ın elçisi!” diye soranlara, bu yedi günahı saymış, “Allah’a ortak koşmak ve büyü yapmaktan sonra” üçüncü sırada ” haksız yere cana kıymayı” zikretmiş ve “büyük günahlar şunlardır: Allah’a ortak koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmektir.” buyurmuştur.
Aziz Mü’minler!
İnan insanların oluşturduğu toplumlarda insanların can ve mal güvenliği vardır. Onların inançları bunu gerektirir. Her Müslüman, inancının gereğini yapmakla yükümlüdür. Yüce Allah’a karşı herkes yaptıklarının hesabını verecektir, vermek zorundadır. Bilinmelidir ki her iyiliğin bir ödülü olduğu gibi, her kötülüğünde bir cezası vardır.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı / Minberde Öğütler / bkz: 53-54
(1- İsra 70) (2- Lokman 20) (3- Şura 40) (4- Al-i İmran 151) (5- Furkan 68)