Kalpteki korkuyu Allah’a teslimiyet ortadan kaldırır. Çünkü Allah’a teslim olup O’na boyun eğen ve Allah’ın takdir ettiği şeylerin mutlaka başına geleceğini, takdir etmediği şeylerin de asla başına gelmeyeceğini bilen kimsenin kalbinde zerre kadar mahlukat korkusu olmaz. Nefsine bir kötülük gelmesinden endişe eden kimse, onu gerçek sahibine teslim eder. Ve bilir ki, başına gelen şeyler ancak Allah’ın takdiridir. Allah’ın takdir ettiği şey de mutlaka başına gelecektir. O halde Allah dışındaki mahlukattan korkmanın hiçbir anlamı yoktur.
Allah’a teslimiyetin gizli bir faydası daha vardır: Kul nefsini Allah’a teslim edince onu rahata kavuşturmuş ve Allah’ın koruması altına sokmuş olur. Artık hiçbir zalimin, düşmanın veya zorbanın eli ona ulaşamaz.
İnsanları önemseme duygusunu kalpten silen, hakikati müşahededir. Hakikati müşahede; herşeyin Allah’tan geldiğini, Allah’la kaim olduğunu ve Allah’ın güç ve otoritesi altında bulunduğunu bilmektir. Hiçbir şeyin Allah’ın güç ve kuvveti olmadan hareket edemeyeceğini, O’nun izni ve dilemesi olmadan ne fayda ne de zarar verebileceğini anlamaktır. Böyle bir müşahededen sonra mahlukatı önemsemenin ne anlamı var.
Kaynak: İbn Kayyım El-Cevziyye / Medaricu’s Salikin – Kur’ani Tasavvufun Esasları – / bkz 509