DOLAR
19,0510
EURO
20,5023
ALTIN
1.211,97
BIST
5.031,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Parçalı Bulutlu
19°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
11°C
Salı Az Bulutlu
8°C
Çarşamba Az Bulutlu
11°C

Allah’a Hamdü Senalar Olsun & Vaaz

Allah’a Hamdü Senalar Olsun & Vaaz
4 Ekim 2021 01:30
0

İnsanın yaratılış gaye ve hikmetlerinden en önemlisi, insan olmanın icaplarını yerine getirebilmektir. Bunun en güzel ifade tarzlarından birisi de, Allah’ın verdiği nimetler için hamd ve şükür görevini yerine getirmeye çalışmaktır.

Türkçemiz de övmek, yüceltmek gibi manalara gelen hamd, kendilerine ikram ettiği maddi ve manevi nimetler için, insanların Allah’a şükranlarını ve minnettarlıklarını arz etmesi demektir. A’raf süresinin 43. ayetinde bu husus şöyle açıklanmaktadır:

Bizi buna (cennete) eriştiren Allah’a hamdolsun. Şayet Allah bizi doğruya iletmeseydi, bizler doğruyu bulamazdık

Yüce kitabımızın ilk süresi Fatiha Süresinin, Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur mealindeki ayet ile başlaması, Rabbi ile kulu arasında, hamd ile şükrün, manevi bir bağ olduğunu göstermektedir. Bu sürenin, O Rahmandır. Rahimdir. Mükafat ve ceza gününün sahibidir mealindeki 3 ve 4. ayetleri ise, yüce Allah’ın rahmetine sığınmamızın ve hesap günü için hazırlıklı olmamızın gerektiğini bize hatırlatır.

Kur’an-ı Kerim’in özeti olarak nitelendirilen ve alemlerin Rabbi Allah’a hamd ile başlayan Fatiha Süresinin, Allah’ım, ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım dileriz. Gazaba uğramışların ve şaşırmışların yoluna değil mealinde ki son ayetlerinde, sadece Allah’a ibadet edileceği, yardım ve hidayetin yalnız Allah’tan isteneceği kesin olarak belirtilmekte ve tevhit inancından sapılmaması için dua edilmesi gerektiğini, çok veciz bir şekilde vurgulamaktadır

Değerli Müminler!

Görüldüğü üzere, Yaratan ile yaratılanlar arasında hamd, büyük bir manevi bağdır. İsra Süresinin 44 ayetinde ‘O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız buyrulmakta ve Kur’an-ı Kerim’in, kırktan fazla ayetinde Yaratıcı ile yaratılmışlar arasında hamd ve şükür alakası bulunduğu açıklanmaktadır

Öyle ise; Yüce Allah’ın verdiği nimetlerden yararlanan her insanın vicdanında bir minnettarlık ve şükran hissinin uyanması gerekir. Bu hissin ifadesi olan hamd ve şükür, hem sözle, hem de fiili olarak yerine getirilmelidir.

Nitekim Sevgili Peygamberimiz: Her şeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı da oruçtur buyurarak, her nimetin söz ve fiille yapılan bir şükrü, bir zekatı olduğuna işaret etmişlerdir. O halde, Allah’ın verdiği nimetlere şükür için sadece Çok Şükür, hamdolsun demek yeterli olmaz. Çünkü sözle yapılan hamd ve şükrün fiilen de yapılması ve ispat edilmesi gerekir.

Aziz Müslümanlar!

Allah’a hamd ile başlayan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in, hamd etmeyi tavsiye eden şu ayet-i kerimesiyle hutbemi bitiriyorum;

Cennet ehlinin oradaki duaları:

Allah’ım! Sen her türlü noksanlıklardan münezzehsin; dirlik temennileri, selam ve onların dualarının sonu ise Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun sözüdür (Yunus süresi 10)

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı / Minberde Öğütler / bkz: 29-30

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.