ref: refs/heads/v3.0
DOLAR
28,8857
EURO
31,2098
ALTIN
1.874,78
BIST
8.057,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
14°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
10°C
Cuma Hafif Yağmurlu
7°C
Cumartesi Çok Bulutlu
9°C

Aile İçi İletişim Problemlerine Yönelik Çözüm Örnekler

Aile İçi İletişim Problemlerine Yönelik Çözüm Örnekler
23 Ekim 2023 00:28
9

Hayat, ancak eşlerin birbirine kolaylaştırmasıyla kolay, zorlaştırmasıyla da zordur

Hayat standardında görülen olumlu gelişmeler, modem toplumlarda mutluluk sağlamaya yetmemiştir. Hayatı kolaylaştıran türlü türlü cihazlar, kişilere mutluluk verecekleri yerde bazen eksiklikleriyle ciddi mutsuzluklara sebep olabilmektedir.

Modern toplumlarda şayet eşler birbirlerine destek olamazlarsa, aslında kolaylaştırılmış gibi gözüken hayat şartları, ağır bir yük olarak omuzlarına yüklenmektedir. Ezcümle, “hayat, ancak eşlerin birbirine kolaylaştırmasıyla kolay, zorlaştırmasıyla da zordur” dersek mübalağa etmiş olmayız inancındayız.

Bu yazımızda, aile içi iletişim problemlerinden birine, bazı örnekler aktararak son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)’in hadisleri ve uygulamaları çerçevesinde birtakım tavsiyelerde bulunacağız.

Aile içi İletişim problemlerine sebep teşkil eden problemlerin kaynağı

Eşinin yaptıklarını/ürettiklerini takdir etmemek, değer vermemek: Başlık halinde ortaya koyduğumuz bu hususu daha iyi anlatabilmek için gelin yaşanmış bir hikayeye kulak verelim:

Vaktiyle, İstanbul Mısır Çarşısı’nda bakır ibrik ustası olarak şöhrete kavuşan bir sanatkar varmış. Yaptığı işlemeler, bakırdan mamul ibrikler üzerinde bir sanat harikası olarak bakanların gözlerini kamaştırırmış. Ürettiği her ibrik, bir sanat eseri olarak değer görür ve daha ziyade yurtdışına hediye olarak gönderilirmiş. Hem de hatırı sayılır paralarla satın alınarak…

Ne var ki bu ustanın yüzü hiç gülmezmiş. Onunla muhatap olanlar, her daim onu mahzun bir şekilde görmekten yana duydukları üzüntüyü bir başka sanatkar arkadaşı vasıtasıyla iletmek ve bunun sebebini öğrenmek istemişler.

Sonunda usta gerçeği açıklamış. Üzüntüsünün bir tek sebebi varmış: Eşi tarafından takdir edilmemek. Çünkü bu değerli sanatkar, eşinin gözünde sıradan bir ibrikçi ustasından başka bir şey değilmiş. Zaman zaman eşinin yaptığı işi tahkir ederek küçültücü ifadelerle onu aşağılarmış. Neticede pek az kimsenin yapabildiği bir sanatın sahibi olan bu usta, yüzü gülmeyen bir hale gelmiş…

Aktardığımız bu hikaye, aslında zaman zaman çevremizde rastlayabileceğimiz pek çok hadiseden sadece bir tanesidir. Eşinin yaptıklarını, ürettiklerini takdir etmeyen, beğenmeyen, sanatına, mesleğine, işine saygı duymayan nice karı-koca vardır çevremizde.

Neticede takdir görmeyen eş, kendisine değer verilmediğini düşünmeye başlar, takdir beklerken hayal kırıklığı yaşar Kanaatimizce, böyle bir durumda ortaya çıkabilecek en zararlı netice, kişilerin takdir edilme ihtiyacını dışarıdan karşılama yoluna gitmeyi düşünmesidir. Çünkü yakınları ve özellikle eşi tarafından takdir edilmeyen kimselerde bu ihtiyacın başka mercilerce karşılanmasını düşünmek, problemi çözmek yerine daha da karmaşık bir hale getirmek- tedir.

Çünkü ya bu ihtiyacın getirdiği psikolojik açlık bastırılmaya çalışılmakta ya da başka yollardan takdir edilme davranışına yönelme davranışı gösterilmektedir. Her iki çözüm yolu da aslında çözümsüzlük olarak problemin artmasına sebep olmaktadır.

Oysa Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in uygulamasına baktığımızda, O’nun insan psikolojisini ne kadar iyi tanıdığına ve bunun gereğini ne kadar başarıyla yerine getirdiğine şahit olmaktayız.

O, eşlerini her gün sabah ve ikindiden sonra ziyaret ederdi. Hatırlarını sorar, dertlerini dinler, sıkıntılarını paylaşır ve onlara değer verdiğini hissettirirdi. Yaptıkları yemeklerden, ürettikleri eserlerden övgüyle bahseder, bir insanın takdir edilme ihtiyacını en mükemmel şekliyle tatmin ederdi. Böylece gerçekte, maddi açıdan birtakım zorluklar içinde yaşayan eşleri için hayat kolay hale gelirdi.

Üç gün peş peşe ocağının yandığı vaki olmayan bir evin hanımı olan Hz. Aişe (r.a) Annemiz’in ifadesiyle, “Hz. Peygamber (s.a.v.), eşleriyle yalnız kaldığı zaman onlara değer verdiğini sözleriyle, tavırlarıyla en çok hissettiren kişiydi.”

Hz. Peygamber (s.a.v.)’in bu uygulamasını aktardıktan sonra, şunları söyleyebiliriz:

Hangi yaşta olursa olsun, takdir görmek, değer verilmek ve tebrik edilmek, insan için psikolojik bir ihtiyaçtır. Hele bu konu, çocuklar ve hanımlar için bir kat daha önemlidir. Yazımızın sonunda eşlere tavsiyemiz şudur:

Akşam eve gelirken, eşine ve çocuklarına değer verdiğini hissettiren ve bu amaçla onlar için harcama yapan baba, bu davranışıyla Hz. Peygamber (s.a.v.)’in övgüsüne mazhar olduğunu bilmelidir. Çünkü O (sav.), “Kişinin harcadığı en makbul para, ailesi için harcadıklarıdır” diye buyurmaktadır.

Eşini güler yüzle kapıda karşılayan hanımefendi de, eve getirilen ne olursa olsun teşekkürle alıp kabul ettiği zaman, bu güler yüzünün ve tebessümünün de bir sadaka olduğunu bilmelidir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v), “Güler yüzlü olmanın da bir sadaka olduğunu” ifade buyurmaktadır.

Eşinin yaptığı yemeği takdirle, tebrikle ve övgüyle karşılayan, eksiklerine göz yuman ve neticede Allah’a şükür, eşine de teşekkürle sofradan ayrılan kişi, bu davranışıyla da Resul-i Ekrem (s.a.v)’in takdirini kazanacağını bilmelidir. Çünkü O. “Kullara teşekkür etmeyen Allah’a şükretmiş olmaz” buyurarak, insanlara teşekkürün önemini belirtmiştir.

Aslında çok basit, ama her gün yaşadığımız eve gelişimiz, karşılanma ve karşılama biçimimiz, sunulan yemeği, yapılan işi takdir edişimiz veya görmezden gelişimiz… Bütün bunlar, aile içi iletişim için ya problem üreten ya da problem çözen önemli yaşantı karelerimizdir.

Her bir kare ya mutluluğumuzu tamamlayan, ya da mutsuzluğumuza katkıda bulunan parçalar gibidir. Birbirini takdir etmeyi başarabilen, yüzüne karşı ve ardından övgüyle bahsedebilen eşlerin iletişim problemleri ya hiç olmayacak ya da oldukça az yaşanacaktır. Böylesi bir ailede yetişen çocuklar ise, takdir ve tebrik edilmeye doyan, teşekkür etmeyi kolaylıkla başaran fertler olarak sosyal hayata intibak sağlayacaklardır.

Kaynak: Prof. Dr. M. Emin Ay / Aile Rehberi / Yeni Dünya Dergisi / bkz: 271-273

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.