Adet döneminde olan kadının bunu kocasına söylemesi ve kocasının da bundan haberi olması gerekir. Aksine bu dönemde bir cinsel ilişki yaşanacak olursa eğer bunun günahı kocaya değil kadınadır
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde mealen bu konuya istinaden:
“Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah’ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever (1)” şeklinde buyurmaktadır.
Nitekim adet döneminde olan kadının bunu kocasına söylemesi ve kocasının da bundan haberi olması gerekir. Aksine bu dönemde bir münasebet olursa eğer bunun vebali kocaya değil kadınadır. Çünkü bunun bilgisini kocasına vermesi gerekirdi.
Ancak şurası da var ki kocası cinsel ilişkiye girmek istediği halde, adet olmadığı halde adet döneminin olduğunu söyleyen kadında aynı şekilde yine günahkar olur. Adet döneminde iken kadınlarınızdan ancak göbekle diz kapağı (altı) arası hariç bütün bedeninden faydalanabilirsiniz.
Ancak göbekle-diz kapağı arası yine aynı şekilde haramdır.
Nitekim çıkan pis kokudan dolayıda insan yapısı itibariyle rahatsızlık duyacağı için, eşler arasında cinsel soğukluğa sebebiyet doğuracaktır. Zararları bir yana şartsız-şurtsuz Allah Teala böyle bir yasağı eğer koymuşsa neden koymuş, niye koymuş, ne günahı var, ne zararı var diye sorular sorup da tevhid inancına ve tevekkülüne zarar dokunmasına müsaade edeceğine;
Direk kabullenmen ve uygulaman gerekir. Allah Teala yapma diyorsa yapma demek ki bir zararı bir sakıncası var ki bu haldeyken kadınla münasebet kurulmasını yasaklıyor.
Aksine her şeyi sorgulayarak neden-niçin-nasıl sorularını soracak olursanız bu noktada imanınızda bir çatlak oluşacaktır ki bu çatlaktan da şeytanın içeriye sızması ve kalbinizi eline geçirmesi hiçte zor değil.
Kadınların adet kanı kesildikten sonra gusül abdesti alarak temizlenmesi ve (bir tam vakit çıktıktan sonra) iki vakit arası (öğle-ikindi namazı gibi) bir zaman dilimi geçtikten sonra eşinizle münasebet kurmanızda bir sakınca yoktur.
“Ay halini temasını yasaklayan ayetin lafızların ve ilgili hadisleri farklı şekilde yorumlayan bilginler, şu görüşleri ileri sürüyorlar;
Üç şekilde geçerli olduğuna göre, eşler durumlarına uygun olanı seçerler. Ancak ilk görüş, Kur’an’ın lafzına uygun olması ve cinsel tatmine ortam hazırlaması bakımından tercih edilebilir (2)”
Mesela sezeryanla doğumlarda cinsel organlardan kan gelmemesi halinde lohusalık hükümlerine tabi olmaz. Anlaşılacağı üzere adet hali gibi lohusalık hali de cinsel organdan gelen kanla ilgili bir haldir.
Lohusa kadının kanı kırkıncı günün sonunda kesilmezse Hanefi müctehidlerine göre kan yıkanır, namaza başlar, cinsel münasebette bulunabilir. Çünkü lohusadan kırkıncı günden sonra gelen kan lohusalık kanı değil, hastalık hanı (istihaze)dir.
Ne var ki bazı İslam bilginleri, lohusalık kanının altmış güne kadar devam edebileceği görüşündedirler. Onlara göre kan kesilmedikçe, altmış gün dolmadan cinsi münasebette bulunmak ve namaz kılmak haramdır (3)”
İstihaze kanı namaza, oruca ve tıbbi bir mahzuru yoksa cinsi münasebete engel değildir. Hanefi mezhebi müctehidlerine göre adet halinde üç günden az ve on günden fazla lohusalık durumunda ise kırk günden fazla olarak gelen kan istihazedir (4)”
Kaynak: Ali Rıza Demircan / İslam’a Göre Cinsel Hayat
(1-Bakara Süresi 222) (2-Ali Rıza Demircan / İslam’a Göre Cinsel Hayat / bkz: 257) (3-Ali Rıza Demircan / İslam’a Göre Cinsel Hayat / bkz: 260-261) (4-Ali Rıza Demircan / İslam’a Göre Cinsel Hayat / bkz: 261)