DOLAR
27,3824
EURO
29,0085
ALTIN
1.630,05
BIST
8.334,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
22°C
İstanbul
22°C
Yağmurlu
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
23°C
Çarşamba Az Bulutlu
23°C
Perşembe Az Bulutlu
22°C

Abese Süresi Kur’an Yolu Diyanet Tefsiri

11 Eylül 2023 12:53
7

Kur’an-ı Kerim’de ki sıralamaya göre 80, iniş sırasına göre 24. süredir. Necm Süresinden sonra, Kadir süresinden önce Mekke’de inmiştir. Abese Süresi; adını ilk kelimesi olan ve “yüzünü ekşitti, suratını astı” anlamına gelen abese kelimesinden almıştır.

Rivayete göre bir gün Hz. Peygamber müşriklerin ileri gelenlerinden bir gruba dini tebliğ ederken yanlarına müminlerden olup gözleri görmeyen Abdullah İbn Ümmi Mektum gelmiş ve Hz Peygamber’e yaklaşarak Kur’an ayetlerinden bir kısmını kendisine tekrarlamasını veya açıklamasını istemişti. Etkisi azalacağı için konuşmasının kesilmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber Abdullah’a ilgi göstermemiş. bunun üzerine bu sürenin Resulullahı uyaran ilk on ayeti inmiştir

Rahman ve rahîm olan Allah’ın adıyla.

  • Abese Süresi 1 ve 2. Ayetin Meali: Suratını astı, yüzünü çevirdi. Çünkü ona gözü görmeyen biri gelmişti.
  • Abese Süresi 3. Ayetin Meali: Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı.
  • Abese Süresi 4. Ayetin Meali: Yahut o öğüt alacak da öğüt kendisine fayda verecekti.
  • Abese Süresi 5-6. Ayetin Meali: Sen ise kendini her şeye yeterli görenle ilgileniyorsun.
  • Abese Süresi 7. Ayetin Meali: Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin
  • Abese Süresi 8-9-10. Ayetin Meali: Ama gönlünde Allah korkusu taşıyarak koşup sana gelenle ilgilenmiyor- sun!

Abese Süresi İlk 10 Ayetin Tefsiri

Hz Peygamber putperest önderlerin ikna edilmesi halinde onları izleyen halkın İslam’ı daha kolay benimseyecekleri düşüncesiyle onlarla da meşgul oluyordu. Böyle birine yaptığı konuşmanın ortasında yanlarına gelen bir amanın zamansız sorularından rahatsız olarak yüzünü ekşitmiş ve ona cevap vermemişti. Bunun üzerine Allah Teala. Resulünü sitemli bir ifadeyle uyardı:

Onun, kimlere verilecek emeğin daha verimli olacağını kesin olarak bilemeyeceğini, topluluğun ileri gelenlerinden de sorumlu olmadığımı bildirdi. Bundan etkilenen Hz. Peygamber’in, daha sonra zaman zaman Abdullah’ı gördüğünde; “Kendisinden dolayı rabbimin beni azarladığı şahsa merhaba” diyerek ona iltifatta bulunduğu rivayet edilmektedir.

  • Abese Süresi 11. Ayetin Meali: Hayır! Şüphesiz bu ayetler birer öğüttür.
  • Abese Süresi 12. Ayetin Meali: Dileyen ondan öğüt alır.

Abese Süresi 11 ve 12. ayetin Tefsiri

Şevkani. 11. ayetin başındakı “hayır” uyarısının açılımını şöyle ifade eder: Artık bundan sonra böyle hatalar yapma: zengine dönüp onunla ilgilenirken fakire ilgisiz kalma. Aynı ayette birer öğüt olduğu bildirilen “bu ayetler” ifadesiyle sürenin başındaki uyarıcı ve egitici on ayetin veya sürenin tamamının kastedildiği anlaşılmaktadır. “Dileyen ondan öğüt alır” mealindeki 12. ayette ise şu iki noktaya dikkat çekılmıştır:

a-) Bu uyarı, yalnız Resulüllaha değil, onun şahsında bütün ümmetine ve insanlığa yöneliktir.

b-) Uyarıyı dikkate alıp yanlışını düzeltmek de hiçe sayıp hatalarında ısrar etmek de insanın kendi iradesine bağlıdır. sonucunu da buna göre alacaktır.

  • Abese Süresi 13. Ayetin Meali: O, mukaddes sayfalardadır;
  • Abese Süresi 14. Ayetin Meali: Yüce makamlara kaldırılmış, tertemiz sayfalarda.
  • Abese Süresi 15-16. Ayetin Meali:. Seçkin ve erdemli elçilerin ellerinde.

Abese Süresi 13-14-15-16. Ayetin Tefsiri

“Mukaddes sayfalar dan maksat Kur’an’ı içeren sayfalardır: Kur’an ilim ve hikmet ihtiva eden İlahi bir kelam olduğu için Allah katında şanı yüce ve değerlidir. Mukaddes sayfalardan maksadın “levh-i mahfüz” veya “önceki peygamberlerin kitapları” olduğunu söyleyenler de vardır.

“Seçkin ve erdemli elçiler” diye tercüme ettiğimiz sefere (tekili sefir) kelimesini müfessirler. “yüce Allah’tan Hz Peygamber’e vahiy getiren melekler, kulların amellerini yazan melekler (kiramen katibin), kitapları okuyanlar (kurra). Kur’an’ı yazan sahabiler” gibi farklı anlamlarda yorumlamışlardır. Kelimeyi. “peygamberler, Kur’an’ı melekut aleminde kaydeden ve koruyan melekler” olarak anlamak da mümkündür.

  • Abese Süresi 17. Ayetin Meali: Kahrolası o insan! Ne kadar da inkarcı
  • Abese Süresi 18. Ayetin Meali: (Bir düşünse) Allah onu neden yarattı?
  • Abese Süresi 19. Ayetin Meali: Bir spermden yarattı da ona şekil verdi.
  • Abese Süresi 20. Ayetin Meali: Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
  • Abese Süresi 21. Ayetin Meali: Nihayet onun canını aldı ve kabre koydu.
  • Abese Süresi 22. Ayetin Meali: Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltecek.
  • Abese Süresi 23. Ayetin Meali: Hayır! O, Allah’ın emrettiğini yapmadı.

Abese Süresi 17-23 Arası ayetlerin Tefsiri

Burada “Kahrolası o insan” şeklindeki yergi ifadesiyle genel olarak insanlığın değil, Hz. Peygamber’le yaptıkları tartışmalarda yeniden dirilmeyi inkar eden putperestlerin, bir rivayete göre özellikle Ebu Leheb’in oğlu Utbe’nin kastedildiği belirtilmektedir.

Ayetlerde gerek söz konusu kişiye gerekse yeniden dirilmek konusunda tereddüdü olan herkese, insanın hiç yokken varlık alanına nasıl çıkarıldığı hatırlatılmakta. böylece insanlar düşünme ve inanmaya teşvik edilmektedir.

“Sonra ona yolu kolaylaştırdı” mealindeki ayeti müfessirler “Ana rahminden çıkmayı kolaylaştırdı” veya “Hayır yahut şer yolunu seçme imkanı verdi” şeklinde yorumlamışlardır. Taberi ayetin bağlamını dikkate alarak birinci yorumu tercih etmiştir.

Ancak bize göre ikinci anlam. yani insanın iyilik-kötülük, iman-inkar, doğru-yanlış şeklindeki alternatifler arasında seçim yapma gücüne sahip varlık olarak yaratılması daha çok hatırlatılmaya değer bir lütuftur: dolayısıyla ayetin bağlamına da daha uygundur. Çünkü bu özelliğiyle insan dünyadaki diğer bütün yaratılmışlardan üstün ve seçkin kılınmıştır.

Bu gerçek yanında, insanın bir gün ölüp kabre konduktan sonra Allah’ın dilediği bir vakitte tekrar diriltileceğini hatırlatan 21-22 ayetler ile Allah’ın buyruklarına uymayanları kınayan 23. ayetten şu sonuç ortaya çıkmaktadır:

Allah insana iyilik ver kötülük yolları arasında seçim yapma imkanlarını bahşetmiş, dolayısıyla ona ihtiyacı olduğu kadar özgürlük alanı açmıştır. Bu özgürlüğe sahip olması ona Allah’ın buyruklarını yerine getirme sorumluluğu yüklemektedir. Nihayet insan, bir gün bu hayatı terk edecek ve özgürlüüünu doüru kullanarak sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunda hesap verecek, karşılık görecektir.

  • Abese Süresi 24. Ayetin Meali: İnsan yediğine bir bakıp düşünsün!
  • Abese Süresi 25. Ayetin Meali: Biz bolca su indirdik
  • Abese Süresi 26. Ayetin Meali: Sonra toprağı uygun şekilde yardık.
  • Abese Süresi 27. Ayetin Meali: Oradan ekinler bitirdik.
  • Abese Süresi 28. Ayetin Meali: Üzüm bağları, sebzeler;
  • Abese Süresi 29. Ayetin Meali: Zeytin ve hurma ağaçları;
  • Abese Süresi 30. Ayetin Meali: İri ve sık ağaçlı bahçeler;
  • Abese Süresi 31. Ayetin Meali: Meyveler ve çayırlar;
  • Abese Süresi 32. Ayetin Meali: Sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için.

Abese Süresi 24-32. Arası Ayetlerin Tefsiri

Yukarıda 18-20. ayetlerde insanın var oluşu ve mahiyetine ilişkin ilahi lütuflar özetlenmişti: burada ise onu çevreleyen ve varlığını sürdürmesi için gerekli ve faydalı olan harici nimetlerin başlıca olanları hatırlatılmaktadır. Bu hatırlatmanın amacı da hem muhatabı Allah’ın kudretinin büyüklüğü hakkında bilgilendirip iman etmesini veya inancını güçlendirmesini sağlamak hem de onu bu lütuflarından dolayı Allah’a minnet ve şükran hisleriyle ibadet etmeye, buyruklarına göre yaşamaya yöneltmektir.

  • Abese Süresi 33. Ayetin Meali: Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,
  • Abese Süresi 34-35-36. Ayetin Meali: O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar.
  • Abese Süresi 37. Ayetin Meali: O gün her kişinin işi başından aşkındır.
  • Abese Süresi 39. Ayetin Meali: O gün birtakım yüzler ışık saçar;
  • Abese Süresi 39. Ayetin Meali: Güleçtir, müjde almıştır.
  • Abese Süresi 40. Ayetin Meali: Birtakım yüzler de o gün toza toprağa bürünmüş;
  • Abese Süresi 41. Ayetin Meali: Kapkara kesilmiştir.
  • Abese Süresi 42. Ayetin Meali: İşte bunlar inkarcılardır, günahkarlardır.

Abese Süresi 33-42. Arası Ayetlerin Tefsiri

Kıyamet ve ahiretten bir kesitin son derece canlı bir tasvirini veren sürenin bu son ayetleri, dünya hayatının geçici zevk ve tasalarını aşıp varlığının anlamı, değeri, amacı ve akıbeti üzerine düşünebilme seviyesine ulaşmış her insanı sarsıcı gerçeklerle yüz yüze getirmektedir.

Kıyamet gününde evrende meydana gelecek olan olaylar korkunç sesler çıkaracağı için ona 33. ayette “sahha” adı verilmiştir. O gün geldiğinde aralarında akrabalık bağı bulunanların birbirinden kaçışının sebebi çeşitli şekillerde izah edilmiştir:

a-) Kıyamet olayları herkesi dehşete düşüreceği için o ortamda insanların birbirini düşünmeleri mümkün degildir herkes kendi başının derdine düşer:

b-) Akrabalıktan doğan haklarını isteyecekleri endişesiyle insanlar birbirinden kaçarlar,

c-) Kişi, akrabaları onun içinde bulunduğu sıkıntılı durumu görmesin diye onlardan kaçar

d-) İnsan, akrabasının içinde bulunduğu kötü durumu görmesine rağmen onlara yardım edemeyeceğini ve başlarına gelenlere engel olamayacağını bildiği için kaçar

Bir önceki süre olan Naziat Süresinde (8-9) kıyamet ve mahşerin dehşetinden dolayı bütün kalplerin korkudan neredeyse yerinden oynayacağı, gözleri korku bürüyeceği bildirilmişti.

Abese süresinin bu son ayetlerinden anlıyoruz ki inkarcı ve isyankarların korku, kaygı ve perişanlıkları devam ederken. müminlerin, durumları aydınlanınca kalplerindeki korku ve kaygının yerini ferahlık ve sevinç alacak. Bu sevinç yüzlerine yansıyacaktır.

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı / Kur’an Yolu Türkçe Meali ve Tefsiri / C: V / bkz: 552-558

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.