Abese Süresi 34-35-36. Ayet Meali: Kişinin kaçacağı gün kardeşinden, annesinden ve babasından, eşinden ve çocuklarından
Abese Süresi 34-35-36. Ayetin Tefsiri: Yani onları görecek ama onlardan kaçıp uzaklaşacak, çünkü dehşet pek büyük, vaziyet oldukça ağır olacaktır. Erkek karısı ile karşılaşacak, ona: Ey kadın, ben sana nasıl bir koca idim diyecek, o da iyi bir kocaydın diyecek ve elinden geldiğince ondan hayırlı bir şekilde övgüyle söz edecek.
Kocası ona: Bugün senden belki gördüğüm bu halden kurtulurum ümidiyle bana bağışlayacağın tek bir hasene istiyorum diyecek, o da kocasına: Hiçbir şey veremem, çünkü ben de senin korktuğunun aynısından korkuyorum
Devamla dedi ki:
Adam çocuğu ile karşılaşacak, ona asılarak; Yavrucuğum, ben sana nasıl babalık ettim diyecek, çocukta ondan iyi bir şekilde övgüyle bahsedecek. Babası ona: Yavrucuğum ben bugün belki içinde olduğumu gördüğün bu halde kurtulurum ümidiyle senin hasenatından zerre ağırlığı kadar bir şeye ihtiyacım var diyecek.
Çocuk da babasına: Babacığım ne kadar az bir şey istedin, fakat senin korktuğun aynı şeyden ben de korkuyorum, sana hiç bir şey verecek gücüm yok diyecek
Abese Süresi 37-38-39-40-42-42 Ayetin Meali: O günde bunlardan her bir kişinin kendine yeter bir işi vardır O günde, apaydınlık yüzler vardır, Gülmektedir, sevinmektedirler.- Yine o günde üzerlerini toz toprak kaplamış yüzler de vardır. Bunları da karanlık ve siyahlık kaplayacaktır.İşte bunlar, kafirlerin ve facirlerin ta kendileridir.
Abese Süresi 37-38-39-40-42-42 Ayetin Tefsiri: Hesap günü, bilhassa inkar edenler için zor bir gündür (1). Herkes, o gün kendi başının derdine düşmüş, kaçacak yer aramaktadır. Kimsenin kimse ile ilgilenecek hali yoktur. Özellikle de görevli ve sorumlu kişiler, sorumlu oldukları kimselerden azar işitmemek için köşe bucak kaçacaklardır. Peki “Kaçış nereye ? Hayır, kaçacak hiçbir yer yoktur! Sonunda varıp durulacak yer, Rabb’inin huzurudur… (2)”
“O gün bir kısım yüzler ağarırken bir kısım yüzler de kararacaktır. Yüzü kara olanlara: İmandan sonra inkar mı ettiniz? O halde inkarınız yüzünden haydı tadın azabı denilir. Yüzü ağaranlar ise, içinde ebedi kalmak üzere Allah’ın rahmetine gark olmuşlardır. Bunlar, sana hakikat olarak okuduğumuz Allah’ın ayetleridir. Allah, kulları için zulmü istemez. Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah’ındır; işlerin sonuçları da Allah’a bağlıdır (3)”.
“O gün bir takım yüzler parlamakta ve Rab’lerine bakmaktadırlar. Bir takım yüzler ise asıktır. Çünkü onlar bellerini kıracak azaba çarptırılacaklarına kesin kanaat getirmişlerdir (4)”
“Kitabı sol tarafından verilen ise şöyle der: Keşke bana kitabım verilmez olaydı! Hesabımın ne olduğunu bilmez olaydım ! N’olaydı, ölüm her şeyi sona erdirmiş olsaydı! Malım bana hiçbir fayda sağlamadı, saltanatımı da kaybettim. Ona şöyle denir: Onu alın, ellerine ve boynuna kelepçe vurun, sonra onu cehenneme sokun, daha sonra da boyu yetmiş arşın zincir ile cehenneme sürükleyin. Çünkü o ulu Allah’a inanmaz, yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi. Bu yüzden onun bugün burada candan bir dostu olmayacak, ancak günahkarların yiyeceği ğıslinden başka bir yiyeceği de bulunmayacaktır (5)”
İbn Kesir / İbn Kesir Tefsiri (Tefsiru’l Kur’an’il Azim) / C:11 / bkz: 553-564
M. Zeki Duman / Beyanu’l-Hak / C:1 / bkz:191-192
(1-Furkan 26) (2-Kıyame’10-12) (3-Al’i İmran 106-109) (4-Kıyame 22-25) (5-Hakka 25-37)